Sınıfta Öğrencilere Karşı Otorite Kurmak
( tarihinde yayınlandı)görme engelli bir öğretmenseniz, mesleği bırakınız. zira sizden ne öğretmen oluuur, ne de şöför. öğretmenlik de eğitimin şöförlüğü olduğuna göre, en iyisi istifa edin. "hadi ordan" diyorsanız, okumaya devam edin:
göreve yeni başlıyorsanız, tvlerde bize gösterilen öğretmen tanıtımı modelinden kaçının: hatırlayın, müdür yeni öğretmenle içeri girer, ve çocuklara "arkadaşımız sizin yeni x öğretmeniniz" der. ama, sınıfta tanıtmaya gelmese de, öğrencinin, idarenin sizin arkanızda olduğunu bilmesi, işe yarayabilir. eğer idare ile aranız iyiyse, bunu öğrenciye hissettirin. yok değilse, öğrenciden yana olun, belki işe yarar [Gülümseme]
bunun dışında;
sınıfta sıraların arasında devamlı gezin. ders süresince öğretmen sandalyesini kullanmayın. sınıfta 3 ya da daha fazla sıra grubu varsa, sırayla her sıra grubu arasında baştan sona kadar dolaşın, öğrencilerinizin sıraların arasında sizin rahatça geçebileceğiniz kadar mesafe bırakmasını sağlayın. böylelikle, sınıftaki sıraların düzenli olup olmadığını kontrol edebileceğiniz gibi, öğrenciye "öğretmen devamlı bizi izliyor" mesajı da verebilirsiniz. siz konuşur ve dolaşırken arkanızda kalan öğrenci gruplarının başka bir şeylerle uğraştığını farkederseniz -söz gelimi defter/kitabın sayfasını çevirmek, yazı yazdırmadığınız halde kalem ile oynamak, ısrarla arkadaşına seslenmek, ya da birbirine şiddet uygulamak gibi- sözünüzü kesmeden, ama ses tonunuzu değiştirerek sesi çıkaran öğrenci grubuna dönün, cümleniz bittikten sonra öğrenciyi yaptığı davranışı yapmaması şeklinde uyarın. dün ağzı açık olarak esneyen bir öğrencimi yakalamıştım mesela;) ilk ve orta okullarda, ödül ve ceza araçlarını kullanın. "içinizden en sessiz duranına, ya da dersi en güzel dinleyeninize çikolata/sakız/şeker/dondurma alacağım." cümlesi, sizi biraz masrafa soksa da, 8-14 yaş grubu için oldukça cazip bir susma sebebi olabilir. ya da "konuşandan her seferinde 5 kuruş alacağım, sonra da toplanan paralarla konuşmayanlara şeker alacağım" cümlesi de işe yarayabilir, ancak konuşan konuşmayan saptamasını kendiniz yapmaya çalışın. dürüst ve güvenilir bir sınıf başkanınız varsa, derste aykırılık yapanın listesini tutturmak ve bunlara artı eksi vermek, azıtanları sınıf öğretmenine, idareye ya da velilerine bildirmek de bazen işe yarayabiliyor ama, sınıf başkanının taraf tutmamasına, ya da, diğer arkadaşlarınca dışlanmamasına özen gösteriniz. her hafta birini şımaranları yazma görevlisi olarak atayabilir, ve aylık en çok adı geçen öğrenciler hakkında işlem yapabilirsiniz. hatta atadığınız bu öğrenciye, derse katılmak için parmak kaldıranları size söyleme görevini de verebilirsiniz. böylelikle, soru sorduğunuzda sınıfta oluşacak gürültünün de önüne geçmiş olursunuz. havabam sınıfı tarzı bir sınıfa giriyorsanız, dersi kameraya çekip, bu kayıtları tez çalışmanız kapsamında üniversitedeki hocalarınıza izleteceğinizi söyleyebilirsiniz. geçmişte bir dönem yapmıştım, ve işe yaramıştı. mebin "öğretmen isterse dersini görüntülü ortama alabilir" diye bir söylemi olmasa da, bunun aksini belirten bir söylemi de yok. dolayısıyla, kayıtları sonradan yok ederseniz, başınızın derde gireceğini sanmıyorum. üşenmezseniz, elinizdeki kayıtları veli toplantılarında azgın öğrenci velilerine izletin. böylelikle -benim çocuğum böyle şey yapmaz- diyen veliye de kanıt sunmuş olabilirsiniz. elbetteki, böyle radikal önlemler almak zorunda kalmamanızı umarım. son olarak, öğrenciyi notla tehdit etmeyin. arne notu, karneye kadar öğrenciyi etkilemez, ve genelde "amanın konuşursam hoca karneme 0 verir"i düşünebilen bir çocuk, zaten derste yaramazlık yapmaz. bunun yerine, çocuğu hemen o ders etkileyecek mahrumiyetleri ya da kazançları kullanın.
şimdilik benden bu kadar. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Piyanist | (Şikâyet et)
göreve yeni başlıyorsanız, tvlerde bize gösterilen öğretmen tanıtımı modelinden kaçının: hatırlayın, müdür yeni öğretmenle içeri girer, ve çocuklara "arkadaşımız sizin yeni x öğretmeniniz" der. ama, sınıfta tanıtmaya gelmese de, öğrencinin, idarenin sizin arkanızda olduğunu bilmesi, işe yarayabilir. eğer idare ile aranız iyiyse, bunu öğrenciye hissettirin. yok değilse, öğrenciden yana olun, belki işe yarar [Gülümseme]
bunun dışında;
sınıfta sıraların arasında devamlı gezin. ders süresince öğretmen sandalyesini kullanmayın. sınıfta 3 ya da daha fazla sıra grubu varsa, sırayla her sıra grubu arasında baştan sona kadar dolaşın, öğrencilerinizin sıraların arasında sizin rahatça geçebileceğiniz kadar mesafe bırakmasını sağlayın. böylelikle, sınıftaki sıraların düzenli olup olmadığını kontrol edebileceğiniz gibi, öğrenciye "öğretmen devamlı bizi izliyor" mesajı da verebilirsiniz. siz konuşur ve dolaşırken arkanızda kalan öğrenci gruplarının başka bir şeylerle uğraştığını farkederseniz -söz gelimi defter/kitabın sayfasını çevirmek, yazı yazdırmadığınız halde kalem ile oynamak, ısrarla arkadaşına seslenmek, ya da birbirine şiddet uygulamak gibi- sözünüzü kesmeden, ama ses tonunuzu değiştirerek sesi çıkaran öğrenci grubuna dönün, cümleniz bittikten sonra öğrenciyi yaptığı davranışı yapmaması şeklinde uyarın. dün ağzı açık olarak esneyen bir öğrencimi yakalamıştım mesela;) ilk ve orta okullarda, ödül ve ceza araçlarını kullanın. "içinizden en sessiz duranına, ya da dersi en güzel dinleyeninize çikolata/sakız/şeker/dondurma alacağım." cümlesi, sizi biraz masrafa soksa da, 8-14 yaş grubu için oldukça cazip bir susma sebebi olabilir. ya da "konuşandan her seferinde 5 kuruş alacağım, sonra da toplanan paralarla konuşmayanlara şeker alacağım" cümlesi de işe yarayabilir, ancak konuşan konuşmayan saptamasını kendiniz yapmaya çalışın. dürüst ve güvenilir bir sınıf başkanınız varsa, derste aykırılık yapanın listesini tutturmak ve bunlara artı eksi vermek, azıtanları sınıf öğretmenine, idareye ya da velilerine bildirmek de bazen işe yarayabiliyor ama, sınıf başkanının taraf tutmamasına, ya da, diğer arkadaşlarınca dışlanmamasına özen gösteriniz. her hafta birini şımaranları yazma görevlisi olarak atayabilir, ve aylık en çok adı geçen öğrenciler hakkında işlem yapabilirsiniz. hatta atadığınız bu öğrenciye, derse katılmak için parmak kaldıranları size söyleme görevini de verebilirsiniz. böylelikle, soru sorduğunuzda sınıfta oluşacak gürültünün de önüne geçmiş olursunuz. havabam sınıfı tarzı bir sınıfa giriyorsanız, dersi kameraya çekip, bu kayıtları tez çalışmanız kapsamında üniversitedeki hocalarınıza izleteceğinizi söyleyebilirsiniz. geçmişte bir dönem yapmıştım, ve işe yaramıştı. mebin "öğretmen isterse dersini görüntülü ortama alabilir" diye bir söylemi olmasa da, bunun aksini belirten bir söylemi de yok. dolayısıyla, kayıtları sonradan yok ederseniz, başınızın derde gireceğini sanmıyorum. üşenmezseniz, elinizdeki kayıtları veli toplantılarında azgın öğrenci velilerine izletin. böylelikle -benim çocuğum böyle şey yapmaz- diyen veliye de kanıt sunmuş olabilirsiniz. elbetteki, böyle radikal önlemler almak zorunda kalmamanızı umarım. son olarak, öğrenciyi notla tehdit etmeyin. arne notu, karneye kadar öğrenciyi etkilemez, ve genelde "amanın konuşursam hoca karneme 0 verir"i düşünebilen bir çocuk, zaten derste yaramazlık yapmaz. bunun yerine, çocuğu hemen o ders etkileyecek mahrumiyetleri ya da kazançları kullanın.
şimdilik benden bu kadar. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Piyanist | (Şikâyet et)
derste biz görmediğimiz için bir şeyler yiyip içen öğrenciler bulunabiliyor. ben bunu önlemek için bir yöntem uyguluyorum. "bir öğrenci ben geldikten sonra ne yerse veya içerse, tüm sınıfa aynısını ısmarlayacak." diyorum. diğer öğrenciler yeme içmeye meraklı oldukları için birisi bir şey yediğinde veya içtiğinde size haber veriyorlar. ben bu şekilde öğrencilerin sınıfa sakız ısmarlamasını birkaç kez sağladım. dağıtılan sakızlardan kendim almadığımdan kendim için yapmadığım mesajını da vermiş oluyorum.
ayrıca öğrencilere sorumluluklar da vermek gerek. ben defteri bir öğrenciyle dolduruyorum. ödev ve kitap kontrollerini farklı öğrencilerle yaparken, konuşanları da başka bir öğrenciye yazdırıyorum. zaten bir müddet sonra öğrenciler size alışınca ve önyargı da yoksa görevinizi rahatça yapabiliyorsunuz. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Ramazan Akel | (Şikâyet et)
ayrıca öğrencilere sorumluluklar da vermek gerek. ben defteri bir öğrenciyle dolduruyorum. ödev ve kitap kontrollerini farklı öğrencilerle yaparken, konuşanları da başka bir öğrenciye yazdırıyorum. zaten bir müddet sonra öğrenciler size alışınca ve önyargı da yoksa görevinizi rahatça yapabiliyorsunuz. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Ramazan Akel | (Şikâyet et)
Önceki İpucu: Yaramazlık Yapan Öğrenciler Nasıl Fark Edilir | Sonraki İpucu: E Okul Yönetim Bilgi Sistemi Anlatımı