Ev İşlerine Sıfırdan Giriş 3
( tarihinde yayınlandı)Yazı dizisinin diğer bölümleri:
ev işlerine sıfırdan giriş 1
ev işlerine sıfırdan giriş 2
ev işlerine sıfırdan giriş 4
ev işlerine sıfırdan giriş 5
ev işlerine sıfırdan giriş 6
Evet, evet; bir önceki yazının bitiş noktasından da gayet net anlaşıldığı üzere zamansız kahve içmek konusunda hayli başarılıyım. Başka bir kahve içme arzusunun peydah olmasına izin vermeden bu sefer yazıya bodoslama dalıyorum.
TEMİZLİĞİN TEMEL KURALLARI
Bahsedeceğim bu detayların "gündelik temizlik" kapsamına girdiğini düşünebilirsiniz elbet; şahsen ben düşünmüyorum! Artık adına "bahar temizliği" mi dersiniz, "büyük temizlik" mi orasını bilemem. Kısa notlar olarak listeleyeyim:
- Temizliğe, genel bir toparlama işlemi ile başlamak bence gayet iyi bir fikir. Öncelikle sağda-solda duran fincanları, ıvır zıvırı gitmesi gereken yere sevk etmelisiniz. Daha sonraki aşama çöpçülük. Ben büyük bir çöp poşetini elime alıp önce banyodaki çöpü ardından çalışma odamda duran ve kâğıt/kuru atık postaladığım çöpü ve mutfak tezgâhındaki çöpü bu poşete tıkıyorum. Daha sonra tetrapak, cam şişe, buruşturulmuş pet şişelerin olduğu dolabı materyalleri kullanılmış torbalara ayırarak büyük poşete tıkıyorum. Tabii o poşeti hemen orada aynen bırakmıyorum. Kapı önüne kadar kendisine eşlik ediyorum. İnanmayacaksınız ama boşalttığınız kovalara temiz poşet takmak da gerçekten çok gerekli. Poşet takmamanın bedelini bir sonraki temizlikte ödeyeceğinizi unutmayın.
- Sandalye, tabure, sehpa, terlik gibi ortalıkta duran eşyaların yer ile temasını kesmek ikinci adımınız olabilir. Tabii ki sehpayı koltuğun üstüne ters koymadan önce veya sandalyeyi masaya ters yerleştirmeden önce masanın, sehpanın üstünü silmeniz gerekecek. Silmezseniz ne olur? Üç gün önce üzerine dondurma döktüğünüz sehpa, koltuğunuzla sevişerek size kısa bir süre sonra pastörize bakteri doğumu yapar. Eşyaları ortalıktan kaldırmadığınız takdirdeyse süpürme eyleminiz hayli zorlaşır.
- İyice yıkayıp sıktığınız bir bezle kapıların üst kısımlarını, eğer varsa kapı camının çevresindeki çıtaları en başta silmek gayet akılcı oluyor. Tabii evde on kapı varsa on kapıyı da bezi hiç yıkamadan silmek zekânıza gölge düşmesine yol açacaktır. Kapılardan sonra duvarda asılı olan tablolar veya benzeri şeyleri de "temizlendikten sonra" iyice sıkılmış bir bezle almanız da gerekecek maalesef.
- Camlar silinecekse ve bu iş için hırdavat marketten aldığınız bir aparatı kullanacaksanız adet yerini bulsun diye değil; başınız derde girmesin diye cam hizasındaki zemini hızlıca süpürmek gerekiyor. Özellikle süngerli aparatlarla cam silerken damlayan su yerdeki tozun çamurlaşmasına yol açıyor. Tabii süpürgeniz o nemli alanı da süpürdüğü için makinenin canına okumuş oluyorsunuz.
- Eğer cam silme eylemine girmeyecekseniz işlere başlamadan "temizlenmiş" bir bezle çerçevelerin ön tarafında yer alan mermeri silmeniz şart. "Temizlenmiş" ifadesine dikkatinizi çekerim. Camın dış tarafında kalan mermer kısmı silmeye gerek olmaması ne kadar da sevindirici bir haber değil mi?
- Balkonları da temizlik operasyonunuza dâhil ettiyseniz diğer işlere girişmeden oraları da halletmeniz şart. Eğer geniş ölçülerde balkonunuz varsa tavsiyem hırdavat markette "ince su hortumu" adıyla satılan ürünlerden satın almanız. Bu ürünler, normal su hortumlarına göre çok daha elastik yapıya sahipler ve su taşıma kapasiteleri hortum çapı nedeniyle biraz daha az. Ancak bu iki özellik on metrelik bir hortumun katlandığında küçük bir poşete sığmasını sağlıyor. Ürünü hırdavat marketten değil de mahalledeki nalburdan tedarik etmeniz hâlinde ihtiyacınıza uygun bir uzunlukta yaptırabilirsiniz. Hırdavat marketlerdeki ürünler genelde belli uzunluklarda oluyor. Bir de tabii armatür tipi sorunu yaşanıyor. Çoğu musluğun uç kısmı spiral yapıda olduğu için çevirerek hortum bağlanabilir. Tabii teknoloji geliştiği için klipsli ürünleri de bulmak artık mümkün -ki çok kullanışlı olduklarını söyleyebilirim. Bu ürünler hortumun bir ucuna takılıyor. Üç-dört santim çapında ve hortum kısmına gittikçe huni borusu misali daralan bir yapıya sahipler. Dış kısmında da süpürge borusunun teleskobik özelliğini aktif/pasif hâle getiren klipslere benzer mantıkla çalışan bir parça var. Hortumun ucunu musluğun altından yukarı doğru hafifçe ittirdiğinizde bu klips mekanizması otomatik harekete geçiyor ve musluğun spiral kısmına kilitleniyor. Az biraz su damlattığı da oluyor tabii ama kova ile balkona su taşıma faslında yere saçılan suyla kıyaslandığında hayli katlanılabilir bir miktar bu. Bilindiği üzere oto yıkama fırçalarının kıllı kısmının hemen üstünde de "erkek" uç bulunuyor. Hortumun diğer ucunu buraya takıp musluğu açarak sallana sallana balkonu yıkayabilirsiniz. Daha sonrasında hortumu toplarken dikkat etmenizi şiddetle tavsiye ederim. Hortumu, musluktan çıkardıktan sonra "dişi uç" kısmı zemine dönük olmayacak şekilde kolunuza sarmalı ve balkona doğru yürümelisiniz. Bu sayede hortumda kalan suyun evin içine değil, balkona akmasını sağlayabilirsiniz. "Benim musluklarıma hortum olmuyor ki!" düşüncesine sahipseniz kesinlikle yanılıyorsunuz. Çünkü mutfak-banyo muslukları uygun olmasa bile duştaki musluk bu iş için yeterli. Yapmanız gereken tek şey duş fıskiyesini musluğa bağlayan yerden söküp nalburda ona uygun şekilde yaptırdığınız "dişi ucu" takmak olacaktır. Eğer balkon temizliğini en sona bırakacaksanız kötü bir haberim var: Poşetten çıkardığınız hortumu bağlayıp balkona doğru yürürken elinizde tuttuğunuz bezle hortumu silerek ilerlemelisiniz. Bunu yapmazsanız ne olur? Bilmem; annenize sorun, hızlıca öğrenmenizi sağlayacaktır!
- Eğer ki evinizde halı varsa bu halıları balkonu yıkamadan önce oraya şöyle bir silkeleyip rulo yaparak kenara kaldırmanız da hiç fena olmaz. Aslına bakarsanız annelere göre silkeledikten sonra tekrar yayıp süpürmek ve sonrasında rulo yapıp el ayak altından kaldırmak gerekiyormuş -ki zaten bu neden, halısız bir ev sevdası için gayet yeterli bir sebep bence. Tabii bir de "halı döveceği" olarak adlandırılan zımbırtılar var. Kırk elli santimlik tutaçlı demirin uç kısmında, iç içe birbirine geçmiş üç dört tane küçük yuvarlaktan oluşan dövecekler halının balkondan sarkıtıldıktan sonra coşkuyla pataklamanızı sağlıyor. Maalesef ki pek hijyenik olmayan bu halılar için belli aralıklarla yapılması gereken bir iş bu. Yok, yok… Halısız ev en güzeli!
- Toz alma konusudan bir önceki yazıda dem vurmuştum. Eğer çok uzun süredir toz almıyorsanız temizlik öncesinde o işi halletmeniz gerekiyor. Ve unutmayın sakın ha! Toz bezini belli aralıklarla yıkamanız şart imiş…
- Balkonda halı yıkamayı aklından geçireniniz yoktur umarım? Google'a girip size yakın bir halı yıkamacı bulmanız en mantıklısı. Üstelik halıları kapıdan teslim alacaklarsa ve koltuklarınızın da temizlenmesi gerektiğini düşünüyorsanız o işi de halledeceklerdir. Çok cici makineleri var çok!
- Süpürme eylemine başlamadan önce süpürge torbasını kontrol etmenizi şiddetle tavsiye ederim. Çünkü o makineler çok alık! Torba doluysa borudan çektiği toza oranla da kıç kısmından arka tarafa atış yapıyor. Neyse ki Reisicumhur Efendi meydanlarda "kıç" kelimesini zikretti de artık bu kelime terbiyesizlik olarak yorumlanmıyor!
PENCERESİ CAM CAMA!
İlk yapmanız gereken davranış Google'a girip "şehir adı, hava durumu, gün adı" biçiminde bir arama yapıp üç günlük hava durumuna bakmak olmalı. Yağmur olasılığı varsa sizin de "Ya anne, yağmur yağacakmış, ondan silmedim!" deme hakkınız var demektir.
Unutmamanız gereken bir şey var: Cam silme işinin şakası olmaz. Çıktığı sandalyeden evin içine düşerek yaralanan kişiler bir yana, camdan düşerek hayatını kaybeden kişi sayısı az değildir. O nedenle denge, tansiyon, baş dönmesi sorununuz varsa cam silme işini boş verin ya da ayaklarınız yere basacak şekilde yapın. Pervaza tutunarak camın dış taraftaki üst parçasını silmeyi aklınızdan bile geçirmeyin. Yazı dizisinin ilk bölümünde yer alan ve sopalı cam silme aparatlarını kullanmanız daha akılcı olacaktır. Aşağıda yapılan anlatım balkon camları gibi ayağınız yere basarken yapılacak türden işlerdir.
Camların ilk önce dışını silerek işe başlamalısınız. Eğer bu iş için cam silme aparatı kullanıyorsanız ve ipucuna ihtiyacınız varsa bir zahmet körüz.biz'e bakarak aradığınıza oradan ulaşın. Aparat kullanmayacaksanız bir kovaya az miktarda yer silme deterjanı koyup suyla doldurun. Bir bez aracılığıyla camın dışındaki tozu alın. Tabii ki o bezi arada su içinde çitileyerek temizlemeniz gerekiyor. Camın iç yüzeyine geçmeden diğer camların dış yüzeylerini de silebilirsiniz. Kendinize göre oluşturduğunuz sisteme bağlı bir seçim bu. Şahsen ben eğer üç aylık hava durumu raporunda yağmur görünmediği takdirde giriştiğim cam silme eyleminde, dış yüzeylerin hepsini sırayla silerek seri temizliği tercih ediyorum. Ayrıca unutmayın: O bez, sadece dış yüzeyleri silmek için!
Bir sonraki aşamada fısfıslı şişedeki cam silme kimyasalını bol bol cama püskürtün. Cimrilik yapmanızı tavsiye etmiyorum; gerçekten bol bol sıkın. Her ne kadar cam silme işi için özel ve güzel bezler olsa da benim tavsiyem gazete kâğıdı kullanmanız. Yok illa ki bez kullanacaksanız tüysüz ve sıvı emme kapasitesi yüksek bir bez seçin. "Araba silme bezi" olarak da adlandırılan bez türleri hayli işlevsel. Hırdavatçıdan tedarik edebileceğiniz gibi yakınlardaki oto yıkamacıda da bulabilirsiniz. Kaporta kısım yıkandıktan sonra bu bu bezle kurulanıyor -tabii kurulamayan yıkamacılar vardır. Neyse, biz gazete kâğıdına dönelim.
Gazete sayfasını kabaca buruşturup top hâline getirdikten sonra cam yüzey üstünde yuvarlak daireler çizerek ve bastırarak silme işlemine girişin. Gazete kâğıdı yıprandığında yenilemeniz manalı olacaktır. İlk tur silme işi bittikten sonra fısfısınızla birkaç kez daha kimyasal püskürtün ve yeni bir gazete topuyla ikinci tura başlayın. Ancak bu turda dikkat etmeniz gereken kural şu: Daireler çizerek ovmaya devam edeceksiniz amma velakin bu işi yukarıdan başlayıp aşağıya doğru götüreceksiniz. Böylece camdan aşağı doğru akan sıvı cam dibinde birikecektir. Yok eğer keyfinize göre bir aşağı bir yukarı silerseniz temiz ama bol izli bir camınız olur.
İç kısımların silme işlemi de aynı mantıkla yapılıyor. Bir iyi bir kötü haberim var: İyi haber, burada bezle silip bezi yıkama derdiniz yok; doğrudan kimyasal püskürtebilirsiniz. Kötü haber, temiz bir bezle çerçevenin metal kısmını şöyle bir silmeniz gerekecek.
SÜPÜRME VE SİLME
Süpürme eyleminin temizlikte hayli önemli olduğu yadsınamaz bir gerçek. Diğer bir gerçekse görmeden süpürmenin, görerek süpürmeye oranla daha uzun sürmesi -tabii doğru düzgün bir temizliği amaçlıyorsanız. Bu nedenden dolayı süpürme işleminde süpürmeniz gereken alana göre sistematik bir hareket dizisi geliştirmelisiniz. Tekerlekli ve dikdörtgen uç aparatının çekme kapasitesi, aparatın genişliği ile sınırlı olduğu için bu tür bir yöntem geliştirmeniz mecburi. İster zemini ikiye bölünmüş farz edip parça parça alanı ileri-geri dikeylemesine hareket ederek süpürün isterseniz de dar bir alanı süpürüp soldan-sağa veya tam tersi istikamette hareket edin. Önemli olan tek şey o dikdörtgen ucun zeminin her yerinden en az bir-iki kez geçmesi. Eğer saçınız uzunsa bu süreci bir-iki kereden fazla yapmanız da hiç fena olmaz. Çünkü süpürge çoğunlukla ilk turda es geçebiliyor ve uzun saç teli yerdeyken vileda ile silme işi de pek hoş sonuçlar doğurmuyor. Büyük bir kısmı ıslaklık nedeniyle zemine yapışıyor.
Süpürme işinde ikinci önemli nokta içeriden dışarı doğru hareket etme zorunluluğu. Yani şunu demek istiyorum: Odanın kapısından girip süpüre süpüre odanın dibine gitmek ve sonra, "Oh! mis gibi oldu!" diyerek odadan çıkmak enayilik olur. Çünkü terliğiniz veya süpürge tekerlekleri temizlenen yerin üzerinden geçerken işi berbat eder. Kısacası odanın, kapıya en uzak noktasından süpürmeye başlamalı ve geri geri çekilerek devam etmelisiniz.
Duvar dipleri, mobilya köşeleri gibi alanlarda da dikdörtgen ucun çekim performansının düştüğü kesin. Bir diğer kesin konu ise saç teli veya evcil hayvan tüylerinin çoğunlukla duvar diplerinde birikinti oluşturması. Her seferinde yapmasanız bile en azından iki temizlikte bir bu alanları süpürge ucunu çıkarıp sadece boruyu kullanarak boydan boya şöyle bir hüpletmeniz hiç fena olmaz.
Silme aşamasında da alanı bölünmüş farz etmeniz ve yine en dipten kapıya doğru hareket etmeniz gerekiyor. Buna ek olarak eğer temizliği seyrek yapıyorsanız iki tur silmeniz. İlk turda fazla bastırmadan üstünkörü bir biçimde silmeniz hâlinde süpürgenin kaçırdığı saç tellerinin bir kısmını toplamanız mümkün. İkinci turda ise sık sık suya batırıp çıkararak ve silerken zemine bastırarak hareket etmeniz zemindeki lekelerin temizlenmesini sağlayacaktır. Silme sürecinde lateks eldiven kullanmanız da hiç fena olmaz. Viledayı suya sokup kova dibine bastırmadan sağa sola sallayarak yakaladığı tozlardan kurtulduktan sonra eldiven işe yaraayacaktır. Her seferinde olmasa da dört beş yıkama işlemi sonrasında vileda ucunu elinizle yoklayıp aşağı doğru çekiştirmeniz saç tellerinin bir kısmını bezden kurtarmanızı sağlar. Gür ve uzun saçlı olmanın acı verici hâlleri bunlar… Aynı zamanda vileda ucunun suyunu sıkarken insani bir güç kullanmaya özen gösterin. O plastik zımbırtılar pek de sağlam değil. Eşek sedirine atlar gibi bastırdığınızda kırılıyorlar! Vileda ucunu yıkama aşamasında şiddetle tavsiye ettiğim bir şey var: Efendi olun… Artistlik yapmayın. Aklı başında bir insan evladı gibi davranıp kovanın yerini değiştirirken kulp kısmından tutup kaldırın. Tembelliğinize yenilip vileda sopasını kovaya daldırıp kovayı yerde sürükleyerek ileri kaydırmak gibi davranışların faciayla sonuçlanabileceğini unutmayın! Çünkü hem yeni bir su hazırlamak zorunda kalıyorsunuz hem de devrilen kovadan yayılan suyu silmek!
Silme işlemi sonrasında "kurulama" eylemi yapmak veya işi doğaya devretmek mümkün. Temizlik sonrasında ortada dolanmaya devam edecekseniz kurulama eylemi iyi bir fikir olabilir. Bu iş için üretilmiş ürünler de mevcut. Vileda sopasına benzer bir sopanın ucunda oynar başlığı sayesinde fırıl fırıl her bir yöne dönen aparatlar var. On santime kırk elli santim uzunluğundaki bu aparatların ucuna, sonradan yenisi ile değiştirilebilecek kurulama bezleri takılıyor. Silme işinden sonra o zımbırtıyla ortalıkta dolanmanız yeterli oluyor.
"Yok mu şu silme işinin alternatifi?" diye soranlar olabilir. "Yok!" denemez. Ama bence "Var!" da denemez. "Buhar makinesi" olarak adlandırılan bir ürün var. Bu ürün seramik ve cam yüzey temizliğinde kullanılıyor. Omza asılan su haznesi, elektrik gücü ile ısınıyor ve süpürge borusuna benzer bir aparat ile uç kısmından buhar püskürtüyor. Ürünle ilgili detayları körüz.biz'in ipuçları kısmında bulabilirsiniz. Ancak bu ürünün su haznesine herhangi bir kimyasal eklenmiyor; daha doğrusu üretici, eklenmesini tavsiye etmiyor. Bu nedenle de hijyeni en azından zemin temizliği için hayli tartışmalı.
Eh, yazıyı seslendirecek olan arkadaşın, "Herifin elinin ayarı yok ya!" diye başlayan sevgi cümlelerini üzerime almamak adına sanırım, "Bir sonraki yazıda salon ve mutfak temizliğine dalıyoruz" demenin tam zamanı!
Yazı dizisinin diğer bölümleri:
ev işlerine sıfırdan giriş 1
ev işlerine sıfırdan giriş 2
ev işlerine sıfırdan giriş 4
ev işlerine sıfırdan giriş 5
ev işlerine sıfırdan giriş 6 (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Anonim | (Şikâyet et)
ev işlerine sıfırdan giriş 1
ev işlerine sıfırdan giriş 2
ev işlerine sıfırdan giriş 4
ev işlerine sıfırdan giriş 5
ev işlerine sıfırdan giriş 6
Evet, evet; bir önceki yazının bitiş noktasından da gayet net anlaşıldığı üzere zamansız kahve içmek konusunda hayli başarılıyım. Başka bir kahve içme arzusunun peydah olmasına izin vermeden bu sefer yazıya bodoslama dalıyorum.
TEMİZLİĞİN TEMEL KURALLARI
Bahsedeceğim bu detayların "gündelik temizlik" kapsamına girdiğini düşünebilirsiniz elbet; şahsen ben düşünmüyorum! Artık adına "bahar temizliği" mi dersiniz, "büyük temizlik" mi orasını bilemem. Kısa notlar olarak listeleyeyim:
- Temizliğe, genel bir toparlama işlemi ile başlamak bence gayet iyi bir fikir. Öncelikle sağda-solda duran fincanları, ıvır zıvırı gitmesi gereken yere sevk etmelisiniz. Daha sonraki aşama çöpçülük. Ben büyük bir çöp poşetini elime alıp önce banyodaki çöpü ardından çalışma odamda duran ve kâğıt/kuru atık postaladığım çöpü ve mutfak tezgâhındaki çöpü bu poşete tıkıyorum. Daha sonra tetrapak, cam şişe, buruşturulmuş pet şişelerin olduğu dolabı materyalleri kullanılmış torbalara ayırarak büyük poşete tıkıyorum. Tabii o poşeti hemen orada aynen bırakmıyorum. Kapı önüne kadar kendisine eşlik ediyorum. İnanmayacaksınız ama boşalttığınız kovalara temiz poşet takmak da gerçekten çok gerekli. Poşet takmamanın bedelini bir sonraki temizlikte ödeyeceğinizi unutmayın.
- Sandalye, tabure, sehpa, terlik gibi ortalıkta duran eşyaların yer ile temasını kesmek ikinci adımınız olabilir. Tabii ki sehpayı koltuğun üstüne ters koymadan önce veya sandalyeyi masaya ters yerleştirmeden önce masanın, sehpanın üstünü silmeniz gerekecek. Silmezseniz ne olur? Üç gün önce üzerine dondurma döktüğünüz sehpa, koltuğunuzla sevişerek size kısa bir süre sonra pastörize bakteri doğumu yapar. Eşyaları ortalıktan kaldırmadığınız takdirdeyse süpürme eyleminiz hayli zorlaşır.
- İyice yıkayıp sıktığınız bir bezle kapıların üst kısımlarını, eğer varsa kapı camının çevresindeki çıtaları en başta silmek gayet akılcı oluyor. Tabii evde on kapı varsa on kapıyı da bezi hiç yıkamadan silmek zekânıza gölge düşmesine yol açacaktır. Kapılardan sonra duvarda asılı olan tablolar veya benzeri şeyleri de "temizlendikten sonra" iyice sıkılmış bir bezle almanız da gerekecek maalesef.
- Camlar silinecekse ve bu iş için hırdavat marketten aldığınız bir aparatı kullanacaksanız adet yerini bulsun diye değil; başınız derde girmesin diye cam hizasındaki zemini hızlıca süpürmek gerekiyor. Özellikle süngerli aparatlarla cam silerken damlayan su yerdeki tozun çamurlaşmasına yol açıyor. Tabii süpürgeniz o nemli alanı da süpürdüğü için makinenin canına okumuş oluyorsunuz.
- Eğer cam silme eylemine girmeyecekseniz işlere başlamadan "temizlenmiş" bir bezle çerçevelerin ön tarafında yer alan mermeri silmeniz şart. "Temizlenmiş" ifadesine dikkatinizi çekerim. Camın dış tarafında kalan mermer kısmı silmeye gerek olmaması ne kadar da sevindirici bir haber değil mi?
- Balkonları da temizlik operasyonunuza dâhil ettiyseniz diğer işlere girişmeden oraları da halletmeniz şart. Eğer geniş ölçülerde balkonunuz varsa tavsiyem hırdavat markette "ince su hortumu" adıyla satılan ürünlerden satın almanız. Bu ürünler, normal su hortumlarına göre çok daha elastik yapıya sahipler ve su taşıma kapasiteleri hortum çapı nedeniyle biraz daha az. Ancak bu iki özellik on metrelik bir hortumun katlandığında küçük bir poşete sığmasını sağlıyor. Ürünü hırdavat marketten değil de mahalledeki nalburdan tedarik etmeniz hâlinde ihtiyacınıza uygun bir uzunlukta yaptırabilirsiniz. Hırdavat marketlerdeki ürünler genelde belli uzunluklarda oluyor. Bir de tabii armatür tipi sorunu yaşanıyor. Çoğu musluğun uç kısmı spiral yapıda olduğu için çevirerek hortum bağlanabilir. Tabii teknoloji geliştiği için klipsli ürünleri de bulmak artık mümkün -ki çok kullanışlı olduklarını söyleyebilirim. Bu ürünler hortumun bir ucuna takılıyor. Üç-dört santim çapında ve hortum kısmına gittikçe huni borusu misali daralan bir yapıya sahipler. Dış kısmında da süpürge borusunun teleskobik özelliğini aktif/pasif hâle getiren klipslere benzer mantıkla çalışan bir parça var. Hortumun ucunu musluğun altından yukarı doğru hafifçe ittirdiğinizde bu klips mekanizması otomatik harekete geçiyor ve musluğun spiral kısmına kilitleniyor. Az biraz su damlattığı da oluyor tabii ama kova ile balkona su taşıma faslında yere saçılan suyla kıyaslandığında hayli katlanılabilir bir miktar bu. Bilindiği üzere oto yıkama fırçalarının kıllı kısmının hemen üstünde de "erkek" uç bulunuyor. Hortumun diğer ucunu buraya takıp musluğu açarak sallana sallana balkonu yıkayabilirsiniz. Daha sonrasında hortumu toplarken dikkat etmenizi şiddetle tavsiye ederim. Hortumu, musluktan çıkardıktan sonra "dişi uç" kısmı zemine dönük olmayacak şekilde kolunuza sarmalı ve balkona doğru yürümelisiniz. Bu sayede hortumda kalan suyun evin içine değil, balkona akmasını sağlayabilirsiniz. "Benim musluklarıma hortum olmuyor ki!" düşüncesine sahipseniz kesinlikle yanılıyorsunuz. Çünkü mutfak-banyo muslukları uygun olmasa bile duştaki musluk bu iş için yeterli. Yapmanız gereken tek şey duş fıskiyesini musluğa bağlayan yerden söküp nalburda ona uygun şekilde yaptırdığınız "dişi ucu" takmak olacaktır. Eğer balkon temizliğini en sona bırakacaksanız kötü bir haberim var: Poşetten çıkardığınız hortumu bağlayıp balkona doğru yürürken elinizde tuttuğunuz bezle hortumu silerek ilerlemelisiniz. Bunu yapmazsanız ne olur? Bilmem; annenize sorun, hızlıca öğrenmenizi sağlayacaktır!
- Eğer ki evinizde halı varsa bu halıları balkonu yıkamadan önce oraya şöyle bir silkeleyip rulo yaparak kenara kaldırmanız da hiç fena olmaz. Aslına bakarsanız annelere göre silkeledikten sonra tekrar yayıp süpürmek ve sonrasında rulo yapıp el ayak altından kaldırmak gerekiyormuş -ki zaten bu neden, halısız bir ev sevdası için gayet yeterli bir sebep bence. Tabii bir de "halı döveceği" olarak adlandırılan zımbırtılar var. Kırk elli santimlik tutaçlı demirin uç kısmında, iç içe birbirine geçmiş üç dört tane küçük yuvarlaktan oluşan dövecekler halının balkondan sarkıtıldıktan sonra coşkuyla pataklamanızı sağlıyor. Maalesef ki pek hijyenik olmayan bu halılar için belli aralıklarla yapılması gereken bir iş bu. Yok, yok… Halısız ev en güzeli!
- Toz alma konusudan bir önceki yazıda dem vurmuştum. Eğer çok uzun süredir toz almıyorsanız temizlik öncesinde o işi halletmeniz gerekiyor. Ve unutmayın sakın ha! Toz bezini belli aralıklarla yıkamanız şart imiş…
- Balkonda halı yıkamayı aklından geçireniniz yoktur umarım? Google'a girip size yakın bir halı yıkamacı bulmanız en mantıklısı. Üstelik halıları kapıdan teslim alacaklarsa ve koltuklarınızın da temizlenmesi gerektiğini düşünüyorsanız o işi de halledeceklerdir. Çok cici makineleri var çok!
- Süpürme eylemine başlamadan önce süpürge torbasını kontrol etmenizi şiddetle tavsiye ederim. Çünkü o makineler çok alık! Torba doluysa borudan çektiği toza oranla da kıç kısmından arka tarafa atış yapıyor. Neyse ki Reisicumhur Efendi meydanlarda "kıç" kelimesini zikretti de artık bu kelime terbiyesizlik olarak yorumlanmıyor!
PENCERESİ CAM CAMA!
İlk yapmanız gereken davranış Google'a girip "şehir adı, hava durumu, gün adı" biçiminde bir arama yapıp üç günlük hava durumuna bakmak olmalı. Yağmur olasılığı varsa sizin de "Ya anne, yağmur yağacakmış, ondan silmedim!" deme hakkınız var demektir.
Unutmamanız gereken bir şey var: Cam silme işinin şakası olmaz. Çıktığı sandalyeden evin içine düşerek yaralanan kişiler bir yana, camdan düşerek hayatını kaybeden kişi sayısı az değildir. O nedenle denge, tansiyon, baş dönmesi sorununuz varsa cam silme işini boş verin ya da ayaklarınız yere basacak şekilde yapın. Pervaza tutunarak camın dış taraftaki üst parçasını silmeyi aklınızdan bile geçirmeyin. Yazı dizisinin ilk bölümünde yer alan ve sopalı cam silme aparatlarını kullanmanız daha akılcı olacaktır. Aşağıda yapılan anlatım balkon camları gibi ayağınız yere basarken yapılacak türden işlerdir.
Camların ilk önce dışını silerek işe başlamalısınız. Eğer bu iş için cam silme aparatı kullanıyorsanız ve ipucuna ihtiyacınız varsa bir zahmet körüz.biz'e bakarak aradığınıza oradan ulaşın. Aparat kullanmayacaksanız bir kovaya az miktarda yer silme deterjanı koyup suyla doldurun. Bir bez aracılığıyla camın dışındaki tozu alın. Tabii ki o bezi arada su içinde çitileyerek temizlemeniz gerekiyor. Camın iç yüzeyine geçmeden diğer camların dış yüzeylerini de silebilirsiniz. Kendinize göre oluşturduğunuz sisteme bağlı bir seçim bu. Şahsen ben eğer üç aylık hava durumu raporunda yağmur görünmediği takdirde giriştiğim cam silme eyleminde, dış yüzeylerin hepsini sırayla silerek seri temizliği tercih ediyorum. Ayrıca unutmayın: O bez, sadece dış yüzeyleri silmek için!
Bir sonraki aşamada fısfıslı şişedeki cam silme kimyasalını bol bol cama püskürtün. Cimrilik yapmanızı tavsiye etmiyorum; gerçekten bol bol sıkın. Her ne kadar cam silme işi için özel ve güzel bezler olsa da benim tavsiyem gazete kâğıdı kullanmanız. Yok illa ki bez kullanacaksanız tüysüz ve sıvı emme kapasitesi yüksek bir bez seçin. "Araba silme bezi" olarak da adlandırılan bez türleri hayli işlevsel. Hırdavatçıdan tedarik edebileceğiniz gibi yakınlardaki oto yıkamacıda da bulabilirsiniz. Kaporta kısım yıkandıktan sonra bu bu bezle kurulanıyor -tabii kurulamayan yıkamacılar vardır. Neyse, biz gazete kâğıdına dönelim.
Gazete sayfasını kabaca buruşturup top hâline getirdikten sonra cam yüzey üstünde yuvarlak daireler çizerek ve bastırarak silme işlemine girişin. Gazete kâğıdı yıprandığında yenilemeniz manalı olacaktır. İlk tur silme işi bittikten sonra fısfısınızla birkaç kez daha kimyasal püskürtün ve yeni bir gazete topuyla ikinci tura başlayın. Ancak bu turda dikkat etmeniz gereken kural şu: Daireler çizerek ovmaya devam edeceksiniz amma velakin bu işi yukarıdan başlayıp aşağıya doğru götüreceksiniz. Böylece camdan aşağı doğru akan sıvı cam dibinde birikecektir. Yok eğer keyfinize göre bir aşağı bir yukarı silerseniz temiz ama bol izli bir camınız olur.
İç kısımların silme işlemi de aynı mantıkla yapılıyor. Bir iyi bir kötü haberim var: İyi haber, burada bezle silip bezi yıkama derdiniz yok; doğrudan kimyasal püskürtebilirsiniz. Kötü haber, temiz bir bezle çerçevenin metal kısmını şöyle bir silmeniz gerekecek.
SÜPÜRME VE SİLME
Süpürme eyleminin temizlikte hayli önemli olduğu yadsınamaz bir gerçek. Diğer bir gerçekse görmeden süpürmenin, görerek süpürmeye oranla daha uzun sürmesi -tabii doğru düzgün bir temizliği amaçlıyorsanız. Bu nedenden dolayı süpürme işleminde süpürmeniz gereken alana göre sistematik bir hareket dizisi geliştirmelisiniz. Tekerlekli ve dikdörtgen uç aparatının çekme kapasitesi, aparatın genişliği ile sınırlı olduğu için bu tür bir yöntem geliştirmeniz mecburi. İster zemini ikiye bölünmüş farz edip parça parça alanı ileri-geri dikeylemesine hareket ederek süpürün isterseniz de dar bir alanı süpürüp soldan-sağa veya tam tersi istikamette hareket edin. Önemli olan tek şey o dikdörtgen ucun zeminin her yerinden en az bir-iki kez geçmesi. Eğer saçınız uzunsa bu süreci bir-iki kereden fazla yapmanız da hiç fena olmaz. Çünkü süpürge çoğunlukla ilk turda es geçebiliyor ve uzun saç teli yerdeyken vileda ile silme işi de pek hoş sonuçlar doğurmuyor. Büyük bir kısmı ıslaklık nedeniyle zemine yapışıyor.
Süpürme işinde ikinci önemli nokta içeriden dışarı doğru hareket etme zorunluluğu. Yani şunu demek istiyorum: Odanın kapısından girip süpüre süpüre odanın dibine gitmek ve sonra, "Oh! mis gibi oldu!" diyerek odadan çıkmak enayilik olur. Çünkü terliğiniz veya süpürge tekerlekleri temizlenen yerin üzerinden geçerken işi berbat eder. Kısacası odanın, kapıya en uzak noktasından süpürmeye başlamalı ve geri geri çekilerek devam etmelisiniz.
Duvar dipleri, mobilya köşeleri gibi alanlarda da dikdörtgen ucun çekim performansının düştüğü kesin. Bir diğer kesin konu ise saç teli veya evcil hayvan tüylerinin çoğunlukla duvar diplerinde birikinti oluşturması. Her seferinde yapmasanız bile en azından iki temizlikte bir bu alanları süpürge ucunu çıkarıp sadece boruyu kullanarak boydan boya şöyle bir hüpletmeniz hiç fena olmaz.
Silme aşamasında da alanı bölünmüş farz etmeniz ve yine en dipten kapıya doğru hareket etmeniz gerekiyor. Buna ek olarak eğer temizliği seyrek yapıyorsanız iki tur silmeniz. İlk turda fazla bastırmadan üstünkörü bir biçimde silmeniz hâlinde süpürgenin kaçırdığı saç tellerinin bir kısmını toplamanız mümkün. İkinci turda ise sık sık suya batırıp çıkararak ve silerken zemine bastırarak hareket etmeniz zemindeki lekelerin temizlenmesini sağlayacaktır. Silme sürecinde lateks eldiven kullanmanız da hiç fena olmaz. Viledayı suya sokup kova dibine bastırmadan sağa sola sallayarak yakaladığı tozlardan kurtulduktan sonra eldiven işe yaraayacaktır. Her seferinde olmasa da dört beş yıkama işlemi sonrasında vileda ucunu elinizle yoklayıp aşağı doğru çekiştirmeniz saç tellerinin bir kısmını bezden kurtarmanızı sağlar. Gür ve uzun saçlı olmanın acı verici hâlleri bunlar… Aynı zamanda vileda ucunun suyunu sıkarken insani bir güç kullanmaya özen gösterin. O plastik zımbırtılar pek de sağlam değil. Eşek sedirine atlar gibi bastırdığınızda kırılıyorlar! Vileda ucunu yıkama aşamasında şiddetle tavsiye ettiğim bir şey var: Efendi olun… Artistlik yapmayın. Aklı başında bir insan evladı gibi davranıp kovanın yerini değiştirirken kulp kısmından tutup kaldırın. Tembelliğinize yenilip vileda sopasını kovaya daldırıp kovayı yerde sürükleyerek ileri kaydırmak gibi davranışların faciayla sonuçlanabileceğini unutmayın! Çünkü hem yeni bir su hazırlamak zorunda kalıyorsunuz hem de devrilen kovadan yayılan suyu silmek!
Silme işlemi sonrasında "kurulama" eylemi yapmak veya işi doğaya devretmek mümkün. Temizlik sonrasında ortada dolanmaya devam edecekseniz kurulama eylemi iyi bir fikir olabilir. Bu iş için üretilmiş ürünler de mevcut. Vileda sopasına benzer bir sopanın ucunda oynar başlığı sayesinde fırıl fırıl her bir yöne dönen aparatlar var. On santime kırk elli santim uzunluğundaki bu aparatların ucuna, sonradan yenisi ile değiştirilebilecek kurulama bezleri takılıyor. Silme işinden sonra o zımbırtıyla ortalıkta dolanmanız yeterli oluyor.
"Yok mu şu silme işinin alternatifi?" diye soranlar olabilir. "Yok!" denemez. Ama bence "Var!" da denemez. "Buhar makinesi" olarak adlandırılan bir ürün var. Bu ürün seramik ve cam yüzey temizliğinde kullanılıyor. Omza asılan su haznesi, elektrik gücü ile ısınıyor ve süpürge borusuna benzer bir aparat ile uç kısmından buhar püskürtüyor. Ürünle ilgili detayları körüz.biz'in ipuçları kısmında bulabilirsiniz. Ancak bu ürünün su haznesine herhangi bir kimyasal eklenmiyor; daha doğrusu üretici, eklenmesini tavsiye etmiyor. Bu nedenle de hijyeni en azından zemin temizliği için hayli tartışmalı.
Eh, yazıyı seslendirecek olan arkadaşın, "Herifin elinin ayarı yok ya!" diye başlayan sevgi cümlelerini üzerime almamak adına sanırım, "Bir sonraki yazıda salon ve mutfak temizliğine dalıyoruz" demenin tam zamanı!
Yazı dizisinin diğer bölümleri:
ev işlerine sıfırdan giriş 1
ev işlerine sıfırdan giriş 2
ev işlerine sıfırdan giriş 4
ev işlerine sıfırdan giriş 5
ev işlerine sıfırdan giriş 6 (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Anonim | (Şikâyet et)