İstenmeyen Tüylerin Temizliği (Kadın Vücudu İçin)
( tarihinde yayınlandı)Ah şu ergenlik! Hayatımızın her alanına burnunu sokmasa olmaz [Gülümseme] Ben bu ipucunun başlığından da yeterince anlaşılabileceği üzere kıl tüy, yün meselesinden bahsedeceğim.
Aslında vücudumuzun neredeyse her yeri tüylerle kaplıdır. Bunların çoğu çok ince, kısa ve açık renkli olduklarından, dokunduğumuzda neredeyse varlıklarını anlamayız bile. Tüyler vücudumuz için her ne kadar gerekli olsa da hem kültürel olarak hem de temizlik ve sağlık için bunlardan bazılarını temizlememiz gerekiyor. Vücutta kıllanma, ergenliğin en belirgin habercilerinden biridir. Bu kıllanma sözcüğü, koltuk altı, genital bölge, (vajina ve anüs çevresi ile kasıkları kapsar) ve bacaklarda yeni tüylerin çıkması veya var olanların sertleşmesi, uzaması ve koyulaşmasını ifade ediyor. Hemen söyleyeyim, bu tüylenme normaldir ve çoğu zaman yakında adet görüleceğinin habercisidir.
Eh bu kadar gevezelik ettikten sonra bu kıl ya da tüy adına ne dersek, nasıl temizlenmesi gerektiğine gelsem iyi olacak herhalde. [Gülümseme]
Ben öncelikle en acısız fakat en az önerilen yöntemlerle başlayayım.
En önermeyeceğim fakat yine de pek çok kadın tarafından rabet gören bir yöntem olan tüy dökücü kremler. Bunların nasıl kullanıldığı ve tabii tıraş bıçağının da nasıl kullanıldığı ile ilgili aşağıdaki linkten bilgi alabilirsiniz. Bu bu başlıkta kadınlar için tüy dökücü kremlerin önerilmediği söylense de aslında kızlar aramızda kalsın, o tüy dökücüleri üreten firmalar, kadınların kullanımını hedeflemişlerdir. Özellikle de sesu weet ve lapiden gibi markalar, reklamlarında da kadın cildinin pürüzsüzlüğünden bahsederler. Tabii yine de bu ürünler hem kadınlar hem de erkekler için çok öneremeyeceğim ürünler. Çünkü, tüy dökücüler kılları zayıflatıp kopmalarını sağlar ve tüyler döküldükten sonra kökleri hala içeride kalır ve bu da tüylerin zamanla hatta çok kısa bir zamanda zımpara kıvamında sertleşmesine, renklerinin gereğinden fazla koyulaşmasına ve her nasıl oluyorsa, çoğalmasına yol açar ki, istenmeyen tüylerin temizliği adlı bir başlıkta böyle birşeyi önermem herhalde çılgınlık olurdu. [Gülümseme] Ayrıca bu ürünler fazla miktarda kimyasal madde içerdiğinden cildimizde nelere yol açacaklarını kim bilebilir? Her neyse bu da kullanılan bir yöntem diyeyim ve tıraş bıçağı ile tüy dökücü kremlerin nasıl kullanıldığı ile ilgili oldukça ayrıntılı şu linki ziyaret etmenizi isteyeyim tabiii dilerseniz.
a href="http://www.koruz.biz/?page=gis&kayitID=AM60SMkI">bknz: Erkekler inin genital bölge temizliği/a>
İkinci acısız ve az önereceğim yöntem de eğer ziyaret etmişseniz yukarıdaki linkte ayrıntılarını okumuş olduğunuz tıraş bıçağı yöntemi. Bu şekilde temizlenmeye çalışılan tüyler de acısız bir biçimde vücudumuzu terk ederken geride köklerini bıraktıklarından, çok kısa sürede ve eskisinden çok daha kalın, sert, koyu renkli ve çok olarak bize geri dönerler. Öte yandan neredeyse her kadının hayatından en azından bir kez denediği, bazen hayat kurtarıcı bir yöntemdir diyebilirim. Mesela akşam bir arkadaşınız arar ve ertesi sabah denize gitmeyi önerir. Kıllarınızın henüz tam olarak çıkmadığı bir dönemdeyseniz, ağda ya da epilasyon aleti le hepsini temizleyemeyeceğinizden ve elbette ki, denize gitmeyi reddetmek istemiyorsanız, kısa, acısız ve temiz bir yöntem olur çıkar. Bu tıraş bıçaklarının bir ton çeşidi var, işte tek bıçaklısı, üç bıçaklısı falan bu bizim için çok da fark etmior. Yalnızca,kadınlar için üretildiği iddia edilen tıraş bıçakları var ki, tutma yerlerinin daha geniş ve ergonomik olmaları dışında ne özellikleri olduğunu bilmiyorum. İsterseniz bu türlü zımbırtıları, büyük marketlerden, vatson, gratis, rossman gibi kişisel bakım mağazalarından satın alabilirsiniz. Fiyatları konusunda da pek fikrim yok maalesef.
Önereceğim bir başka yöntemse, epilasyon aletleri. Bunlar genellikle 150 ile 350 TL arasında fiyatları olan ve yaklaşık olarak bir el büyüklüğünde, ucunda çalıştırıldığında dönmeye başlayan ve üzerinde adına cımbız denen girintiler olan bir silindiri bulunan aletlerdir. Bu silindir dönerken, üzerindeki cımbızlar tüyleri yakalar ve hızla döndüğü için kökünden koparırlar. Bu biraz acılı olsa da daha kalıcı bir yöntemdir diyebilirim. Kalıcılıkla; tüylerin temizlenmesi ile, yeniden temizlenmesi gereken boya ulaşmaları arasında geçen süreyi kastediyorum. Her ne kadar bu süreler de kadından kadına değişiklik gösterse de epilasyon aletleri ortalama on gün ya da iki hafta gibi sürelerle cildin temiz kalmasını sağlarken, tıraş bıçağı ve tüy dökücülerde bu süre genelikle 1-2 gün falandır. Tabii dediğim gibi bu süreler ortalama sürelerdir. Bazı kadınlar ki, onlardan biri olmayı ne çok isterdim; tıraş bıçağı ile temizleseler bile tüyleri hiç değişmeden ve aylar sonrasında yeniden temizlenmesi gereken boya ulaşabiliyor. Her neyse şu epilasyon aletleri ile tüylerimizi temizlerken, silindirin döndüğü yönün tersine doğru ve mümkünse yavaş yavaş tüylü bölgenin üzerinde gezdirmemiz gerekiyor. Özellikle bacaklar ve koltuk altında etkili bir yöntem olsa da genital bölge için ilk zamanlar birilerinden yardım alınsa ya da pek çok kadının yaptığı gibi bu bölgede hiç kullanılmasa daha iyi olur diye düşünüyorum. Mümkünse yavaş bir biçimde gezdirilmeli diyorum çünkü, bu biraz acı verici bir iş olduğundan özellikle de ilk zamanlarda canımız yandığı anda aleti uzaklaştırmak istiyoruz. Bu da çoğu kez tüylerin kırılarak kopması yani hem bir kısmının hala dışarıda kalması hem de köklerinin hala içeride olmasına neden olur ki bu da pürüzlü, tüylern içe doğru büyümeye başladığı yani batık olduğu bir cilt anlamına gelir. Hem canımız yanmış hem de istediğimiz pürüzsüz ve temiz cilde ulaşamamış oluruz. Epilasyon aleti kullanılırken özellikle de ince derili bölgelerde, yani bacakların üst taraflarının iç kısmı ile koltuk altrllarının temizlenirken gerdirilmesi gerekir. Gerdirmezsek silindir dönerken tüylerle birlikte derimizi de yakalayabilir ve ciddi olmasa da acı verici yaralanmalara, derinin sıyrılmasına neden olabilir. Aslında acıyı biraz da olsa azaltmak için ve cildin gerilmesiyle bütün tüylerin açığa çıkmasını sağladığı için epilasyon aleti kullanırken aleti gezdirdiğimiz bütün bölgeleri bir elimizle gerdirmek iyi olur. Acıyı azaltmak demişken, bu aletlerin bazılarının buz torbaları olur. Bunları buzlukta bekletip, temizliği yapacağımız bölgeyi önce soğutarak uyuşturabilriz. Her ne kadar ben denemediysem de sanırım, aletin kendi buz torbası olmasa bile biz kendi hazırlayacağımız herhangi bir buz torbasını ilgili bölgeyi soğutmak için kullanabiliriz.
Veee geliyoruz, en temiz ve uygulanması bence en zor olan ağdaya. Ağda, şeker ya da reçine ile yapılan ve yapışkan bir maddedir. Çeşitli kıvamlarda ve sıcaklıklarda uygulanabilen türleri mevcuttur. Cilde önce sürülür veya yapıştırılır, daha sonra yapışkanlığı sayesinde tüyleri yakalamış olan bu ağda hızla yapışmış olduğu yerden çekilir ve o bölgedeki neredeyse bütün tüyler ve ölü deri artık yoktur. Ben kendi kendime ağda yapabilecek gücü hiçbir zaman bulamamış olduğumdan bu yöntemin uygulanmasındaki incelikleri pek anlatamayabilirim. Ancak ağda yapılırken ağdanın çekme yönü, tek çekişte tamamen vücuttan ayrılacak şekilde çekilmesi gerektiği ve yine ince derili ve yumuşak bölgelerde derinin gerdirilerek çekilmesi gerektiğini biliyorum. Bir de ağda yapmaya yeni başlayacaklar için özellikle sir ağdayı önermek istiyorum. Bu çam reçinesinden yapılan bir ağda türü ve spatula gibi bir şeyle sürülüp, ya soğutulup elle çekilen ya da yine sürüldükten sonra üzerine bir bez yapıştırıp bezle çekilen bir ağda türü. Bu tür ağda şeker içermediği için tüylerin güçlenmelerine ve çoğalmalarına neden olmuyor. Gerçi bazı kadınlar hayatları boyunca şekerli ağdaları kullanırlar ve onların da tüyleri güçlenmez. Nedense bana şekerli ağdalar tüyleri besliyor ve daha çabuk ve güçlü çıkmalarına yol açıyor gibi geliyor. Şekerli ağdaları yani genellikle ılık ağda diye satılan ağdaları bakkallarda bile bulmak mümkün. Bunları aldığımızda, içine, ağda kabının yüksekliğinden biraz daha az kaynar su konmuş bir kabın içine koyarak, bir süre yumuşamalarını beklememiz ve keskin olmayan bir yemek bıçağı ya da bir spatula yardımıyla kabın içinden bir miktar alıp mesela bir ceviz büyüklüğünde, önce elimizin ısısını alabilmesi ve şekillenmesi için elimizde parmak uçları ile yoğurmamız gerekiyor. Daha sonra da temizleyeceğimiz bölgeye iyice genişleterek yani incelterek yapıştırmamız ve sonra da bir cesaret çekmemiz gerekiyor. Ama dediğim gibi ben şimdiye kadar bu acıyı kendime vermeyi hiç göze alamadığımdan genellikle bu işi başkalarına yaptırmayı tercih ediyorum. Bunun için kuaförlere gidebilir, bu konuda becerikli bir yakınınızdan yardım alabilirsiniz. Zaten aslında bu işleri genellikle, engelli engelsiz bütün kadınlar ya bir başkasından yardım alarak yapar ve iyice öğrendikten ve kendi kendine yapabileceğine kanaat getirdikten sonra kendisi yapar ya da benim gibi başkasına yaptırmayı tercih eder. Yani kıllarınız yeni çıkmış ve henüz bu konuda kimse size bir yardım teklif etmemişse, öncelikle annenizle, eğer mümkün değilse de güvenebileceğiniz bir başka kadınla ne yapabileceğiniz konusunda konuşmanız iyi olur. Ve dediğim gibi bu işi neredeyse bütün kadın kuaförleri de yaptığından, böyle birisinden ya da bir yerden de yardım alabilirsiniz. Tabii bu işi para karşılığı yaptıklarından para ödemeniz gerekecektir. Bu da genellikle bütün vücut için 30-35 TL'den başlayıp 100 TL'ye falan kadar ulaşabilen bir fiyat aralığını kapsıyor.
Hmmmmmm bir yöntem de ki ben bunu denemeyi hiç göze alamazdım herhalde ki ağdayı denemişliğim var. Bildiğimiz lateks eldivenlerle tüyleri tutup çekmek. Bu eldivenler kaygan olmadıkları için tüyleri tuttuğunuza elinizden kaymıyor ve rahatlıkla kökünden koparabiliyorsunuz. Ama insanın bir kerede tutabileceği tüy sayısı çok fazla olmayacağından bu uzun bir iş olabilir. Tabii çok az sayıda ve zayıf tüyleri olanlar bu yöntemi kullanmayı tercih edebilirler.
Ayrıca bir süredir, tüylerin hiç çıkmaması için geliştirilen bazı temizleme yöntemleri var ki bunlar da lazer epilasyon, iğneli epilasyon, ütüleme epilasyon gibi yöntemler. Bunlar genellikle yöntemine göre değişen fakat yine de 8-10 seansı geçmeyen sürelerde tüyleri tamamen ortadan kaldırmayı hedefleyen yöntemler. Hal böyle olunca oldukça pahalı da oluyorlar tabii. Bu konuda bir fiyat tabii ki veremeyeceğim çünkü hem tercih edilecek yönteme hem bu yöntem için kullanılan aletlerin türüne hem de tercih edilecek işletmenin özelliklerine göre çok çok farklılık gösterebiliyor.
Bu kadar fazla uzattıktan sonra, son olarak şunları da söyleyeyim. Vücudumuzdaki kılların temizlenmesi gerekliliği biraz kültürel bir şey. Bazı kültürlerde kadınlar mesela bacaklarındaki tüyleri temizlerken, genital bölgelerindeki tüyleri temizlemeseler de hoş görülebiliyor ya da tam tersi. Fakat bizim kültürümüzde ve başka bazı kültürlerde bacak, koltuk altı ve genital bölgelerdeki tüylerin tamamının temizlenmesi, bir temizlik, sağlık ve bakımlılık göstergesi olarak kabul ediliyor. Yani etrafınızdakiler tarafından bakımlı olarak kabul edilmek istiyorsanız bu tüyleri temizlemek gerek. Ve tabii ki özellikle de koltuk altı ve genital bölge nemli bölgeler olduğundan bu bölgelerde bakteri üremesi ihtimali çok yüksektir. Bu nedenle üzerlerinde tüy olmasa da sıklıkla temizlenmesi gerekir ki, bu bölgelerde tüy olması halinde üreyecek bakteriler için daha nemli ve konforlu bir ortam hazırlanmış olacağından hem pek çok hastalığa davetiye çıkmış olur hem de bu bakteriler hastalık yaratmasalar bile kötü kokular da ürettiklerinden kendimiz ve çevremiz için pek hoş olmayan kokulara ev sahipliği etmiş oluruz ki bu da özellikle de sosyal ortamlarda bizi yalnızlaştıracak bir durum olur. Bütün bunları yaşamamak için ya yukarıdaki yöntemlerden birini kullanmayı öğrenmemiz ya da konuyla ilgili yardım istememiz ya da benim aklıma gelmemiş olan başka bir yöntemi araştırıp uygulamamız iyi olacaktır.
Sağlıklı, temiz, bakımlı günler.
not: Hmmmmmm neredeyse unutuyordum. Özellikle epilasyon aleti ve ağda ile temizlendikten sonra ciltte yanma hissi ve kızarıklık olması normaldir. Hem acıyı azaltmak hem de kızarıklığı gidermek için bebek yağı veya başka herhangi bir cilt bakım yağı, nemlendirici ya da bepanten benzeri kozmetik olmayan bir nemlendirici kullanmak iyi olur. Eğer sir ağda kullanmışsak ya da kuaförde sir ağda kullanılmışsa, sir yağı denen bir zımbırtı kullanmamız gerekiyor. Kuaförler zaten bu yağ ile vücudumuzu temizliyorlar ya da temizlememiz için bize bir miktar yağ veriyorlar ama eğer kendimiz uyguladıysak muhtemelen ağdanın yanında ıslak mendil şeklinde ya da küçük paketler halinde yağ bulunacaktır, bunları kullanmamız özellikle de sir ağdada şart. Çünkü, başka bir şeyde çözünmüyor meret ve yıkasanız da üzerinden bir gün geçse de yapış yapış kalıyor maalesef. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Elif Ünver | (Şikâyet et)
Aslında vücudumuzun neredeyse her yeri tüylerle kaplıdır. Bunların çoğu çok ince, kısa ve açık renkli olduklarından, dokunduğumuzda neredeyse varlıklarını anlamayız bile. Tüyler vücudumuz için her ne kadar gerekli olsa da hem kültürel olarak hem de temizlik ve sağlık için bunlardan bazılarını temizlememiz gerekiyor. Vücutta kıllanma, ergenliğin en belirgin habercilerinden biridir. Bu kıllanma sözcüğü, koltuk altı, genital bölge, (vajina ve anüs çevresi ile kasıkları kapsar) ve bacaklarda yeni tüylerin çıkması veya var olanların sertleşmesi, uzaması ve koyulaşmasını ifade ediyor. Hemen söyleyeyim, bu tüylenme normaldir ve çoğu zaman yakında adet görüleceğinin habercisidir.
Eh bu kadar gevezelik ettikten sonra bu kıl ya da tüy adına ne dersek, nasıl temizlenmesi gerektiğine gelsem iyi olacak herhalde. [Gülümseme]
Ben öncelikle en acısız fakat en az önerilen yöntemlerle başlayayım.
En önermeyeceğim fakat yine de pek çok kadın tarafından rabet gören bir yöntem olan tüy dökücü kremler. Bunların nasıl kullanıldığı ve tabii tıraş bıçağının da nasıl kullanıldığı ile ilgili aşağıdaki linkten bilgi alabilirsiniz. Bu bu başlıkta kadınlar için tüy dökücü kremlerin önerilmediği söylense de aslında kızlar aramızda kalsın, o tüy dökücüleri üreten firmalar, kadınların kullanımını hedeflemişlerdir. Özellikle de sesu weet ve lapiden gibi markalar, reklamlarında da kadın cildinin pürüzsüzlüğünden bahsederler. Tabii yine de bu ürünler hem kadınlar hem de erkekler için çok öneremeyeceğim ürünler. Çünkü, tüy dökücüler kılları zayıflatıp kopmalarını sağlar ve tüyler döküldükten sonra kökleri hala içeride kalır ve bu da tüylerin zamanla hatta çok kısa bir zamanda zımpara kıvamında sertleşmesine, renklerinin gereğinden fazla koyulaşmasına ve her nasıl oluyorsa, çoğalmasına yol açar ki, istenmeyen tüylerin temizliği adlı bir başlıkta böyle birşeyi önermem herhalde çılgınlık olurdu. [Gülümseme] Ayrıca bu ürünler fazla miktarda kimyasal madde içerdiğinden cildimizde nelere yol açacaklarını kim bilebilir? Her neyse bu da kullanılan bir yöntem diyeyim ve tıraş bıçağı ile tüy dökücü kremlerin nasıl kullanıldığı ile ilgili oldukça ayrıntılı şu linki ziyaret etmenizi isteyeyim tabiii dilerseniz.
a href="http://www.koruz.biz/?page=gis&kayitID=AM60SMkI">bknz: Erkekler inin genital bölge temizliği/a>
İkinci acısız ve az önereceğim yöntem de eğer ziyaret etmişseniz yukarıdaki linkte ayrıntılarını okumuş olduğunuz tıraş bıçağı yöntemi. Bu şekilde temizlenmeye çalışılan tüyler de acısız bir biçimde vücudumuzu terk ederken geride köklerini bıraktıklarından, çok kısa sürede ve eskisinden çok daha kalın, sert, koyu renkli ve çok olarak bize geri dönerler. Öte yandan neredeyse her kadının hayatından en azından bir kez denediği, bazen hayat kurtarıcı bir yöntemdir diyebilirim. Mesela akşam bir arkadaşınız arar ve ertesi sabah denize gitmeyi önerir. Kıllarınızın henüz tam olarak çıkmadığı bir dönemdeyseniz, ağda ya da epilasyon aleti le hepsini temizleyemeyeceğinizden ve elbette ki, denize gitmeyi reddetmek istemiyorsanız, kısa, acısız ve temiz bir yöntem olur çıkar. Bu tıraş bıçaklarının bir ton çeşidi var, işte tek bıçaklısı, üç bıçaklısı falan bu bizim için çok da fark etmior. Yalnızca,kadınlar için üretildiği iddia edilen tıraş bıçakları var ki, tutma yerlerinin daha geniş ve ergonomik olmaları dışında ne özellikleri olduğunu bilmiyorum. İsterseniz bu türlü zımbırtıları, büyük marketlerden, vatson, gratis, rossman gibi kişisel bakım mağazalarından satın alabilirsiniz. Fiyatları konusunda da pek fikrim yok maalesef.
Önereceğim bir başka yöntemse, epilasyon aletleri. Bunlar genellikle 150 ile 350 TL arasında fiyatları olan ve yaklaşık olarak bir el büyüklüğünde, ucunda çalıştırıldığında dönmeye başlayan ve üzerinde adına cımbız denen girintiler olan bir silindiri bulunan aletlerdir. Bu silindir dönerken, üzerindeki cımbızlar tüyleri yakalar ve hızla döndüğü için kökünden koparırlar. Bu biraz acılı olsa da daha kalıcı bir yöntemdir diyebilirim. Kalıcılıkla; tüylerin temizlenmesi ile, yeniden temizlenmesi gereken boya ulaşmaları arasında geçen süreyi kastediyorum. Her ne kadar bu süreler de kadından kadına değişiklik gösterse de epilasyon aletleri ortalama on gün ya da iki hafta gibi sürelerle cildin temiz kalmasını sağlarken, tıraş bıçağı ve tüy dökücülerde bu süre genelikle 1-2 gün falandır. Tabii dediğim gibi bu süreler ortalama sürelerdir. Bazı kadınlar ki, onlardan biri olmayı ne çok isterdim; tıraş bıçağı ile temizleseler bile tüyleri hiç değişmeden ve aylar sonrasında yeniden temizlenmesi gereken boya ulaşabiliyor. Her neyse şu epilasyon aletleri ile tüylerimizi temizlerken, silindirin döndüğü yönün tersine doğru ve mümkünse yavaş yavaş tüylü bölgenin üzerinde gezdirmemiz gerekiyor. Özellikle bacaklar ve koltuk altında etkili bir yöntem olsa da genital bölge için ilk zamanlar birilerinden yardım alınsa ya da pek çok kadının yaptığı gibi bu bölgede hiç kullanılmasa daha iyi olur diye düşünüyorum. Mümkünse yavaş bir biçimde gezdirilmeli diyorum çünkü, bu biraz acı verici bir iş olduğundan özellikle de ilk zamanlarda canımız yandığı anda aleti uzaklaştırmak istiyoruz. Bu da çoğu kez tüylerin kırılarak kopması yani hem bir kısmının hala dışarıda kalması hem de köklerinin hala içeride olmasına neden olur ki bu da pürüzlü, tüylern içe doğru büyümeye başladığı yani batık olduğu bir cilt anlamına gelir. Hem canımız yanmış hem de istediğimiz pürüzsüz ve temiz cilde ulaşamamış oluruz. Epilasyon aleti kullanılırken özellikle de ince derili bölgelerde, yani bacakların üst taraflarının iç kısmı ile koltuk altrllarının temizlenirken gerdirilmesi gerekir. Gerdirmezsek silindir dönerken tüylerle birlikte derimizi de yakalayabilir ve ciddi olmasa da acı verici yaralanmalara, derinin sıyrılmasına neden olabilir. Aslında acıyı biraz da olsa azaltmak için ve cildin gerilmesiyle bütün tüylerin açığa çıkmasını sağladığı için epilasyon aleti kullanırken aleti gezdirdiğimiz bütün bölgeleri bir elimizle gerdirmek iyi olur. Acıyı azaltmak demişken, bu aletlerin bazılarının buz torbaları olur. Bunları buzlukta bekletip, temizliği yapacağımız bölgeyi önce soğutarak uyuşturabilriz. Her ne kadar ben denemediysem de sanırım, aletin kendi buz torbası olmasa bile biz kendi hazırlayacağımız herhangi bir buz torbasını ilgili bölgeyi soğutmak için kullanabiliriz.
Veee geliyoruz, en temiz ve uygulanması bence en zor olan ağdaya. Ağda, şeker ya da reçine ile yapılan ve yapışkan bir maddedir. Çeşitli kıvamlarda ve sıcaklıklarda uygulanabilen türleri mevcuttur. Cilde önce sürülür veya yapıştırılır, daha sonra yapışkanlığı sayesinde tüyleri yakalamış olan bu ağda hızla yapışmış olduğu yerden çekilir ve o bölgedeki neredeyse bütün tüyler ve ölü deri artık yoktur. Ben kendi kendime ağda yapabilecek gücü hiçbir zaman bulamamış olduğumdan bu yöntemin uygulanmasındaki incelikleri pek anlatamayabilirim. Ancak ağda yapılırken ağdanın çekme yönü, tek çekişte tamamen vücuttan ayrılacak şekilde çekilmesi gerektiği ve yine ince derili ve yumuşak bölgelerde derinin gerdirilerek çekilmesi gerektiğini biliyorum. Bir de ağda yapmaya yeni başlayacaklar için özellikle sir ağdayı önermek istiyorum. Bu çam reçinesinden yapılan bir ağda türü ve spatula gibi bir şeyle sürülüp, ya soğutulup elle çekilen ya da yine sürüldükten sonra üzerine bir bez yapıştırıp bezle çekilen bir ağda türü. Bu tür ağda şeker içermediği için tüylerin güçlenmelerine ve çoğalmalarına neden olmuyor. Gerçi bazı kadınlar hayatları boyunca şekerli ağdaları kullanırlar ve onların da tüyleri güçlenmez. Nedense bana şekerli ağdalar tüyleri besliyor ve daha çabuk ve güçlü çıkmalarına yol açıyor gibi geliyor. Şekerli ağdaları yani genellikle ılık ağda diye satılan ağdaları bakkallarda bile bulmak mümkün. Bunları aldığımızda, içine, ağda kabının yüksekliğinden biraz daha az kaynar su konmuş bir kabın içine koyarak, bir süre yumuşamalarını beklememiz ve keskin olmayan bir yemek bıçağı ya da bir spatula yardımıyla kabın içinden bir miktar alıp mesela bir ceviz büyüklüğünde, önce elimizin ısısını alabilmesi ve şekillenmesi için elimizde parmak uçları ile yoğurmamız gerekiyor. Daha sonra da temizleyeceğimiz bölgeye iyice genişleterek yani incelterek yapıştırmamız ve sonra da bir cesaret çekmemiz gerekiyor. Ama dediğim gibi ben şimdiye kadar bu acıyı kendime vermeyi hiç göze alamadığımdan genellikle bu işi başkalarına yaptırmayı tercih ediyorum. Bunun için kuaförlere gidebilir, bu konuda becerikli bir yakınınızdan yardım alabilirsiniz. Zaten aslında bu işleri genellikle, engelli engelsiz bütün kadınlar ya bir başkasından yardım alarak yapar ve iyice öğrendikten ve kendi kendine yapabileceğine kanaat getirdikten sonra kendisi yapar ya da benim gibi başkasına yaptırmayı tercih eder. Yani kıllarınız yeni çıkmış ve henüz bu konuda kimse size bir yardım teklif etmemişse, öncelikle annenizle, eğer mümkün değilse de güvenebileceğiniz bir başka kadınla ne yapabileceğiniz konusunda konuşmanız iyi olur. Ve dediğim gibi bu işi neredeyse bütün kadın kuaförleri de yaptığından, böyle birisinden ya da bir yerden de yardım alabilirsiniz. Tabii bu işi para karşılığı yaptıklarından para ödemeniz gerekecektir. Bu da genellikle bütün vücut için 30-35 TL'den başlayıp 100 TL'ye falan kadar ulaşabilen bir fiyat aralığını kapsıyor.
Hmmmmmm bir yöntem de ki ben bunu denemeyi hiç göze alamazdım herhalde ki ağdayı denemişliğim var. Bildiğimiz lateks eldivenlerle tüyleri tutup çekmek. Bu eldivenler kaygan olmadıkları için tüyleri tuttuğunuza elinizden kaymıyor ve rahatlıkla kökünden koparabiliyorsunuz. Ama insanın bir kerede tutabileceği tüy sayısı çok fazla olmayacağından bu uzun bir iş olabilir. Tabii çok az sayıda ve zayıf tüyleri olanlar bu yöntemi kullanmayı tercih edebilirler.
Ayrıca bir süredir, tüylerin hiç çıkmaması için geliştirilen bazı temizleme yöntemleri var ki bunlar da lazer epilasyon, iğneli epilasyon, ütüleme epilasyon gibi yöntemler. Bunlar genellikle yöntemine göre değişen fakat yine de 8-10 seansı geçmeyen sürelerde tüyleri tamamen ortadan kaldırmayı hedefleyen yöntemler. Hal böyle olunca oldukça pahalı da oluyorlar tabii. Bu konuda bir fiyat tabii ki veremeyeceğim çünkü hem tercih edilecek yönteme hem bu yöntem için kullanılan aletlerin türüne hem de tercih edilecek işletmenin özelliklerine göre çok çok farklılık gösterebiliyor.
Bu kadar fazla uzattıktan sonra, son olarak şunları da söyleyeyim. Vücudumuzdaki kılların temizlenmesi gerekliliği biraz kültürel bir şey. Bazı kültürlerde kadınlar mesela bacaklarındaki tüyleri temizlerken, genital bölgelerindeki tüyleri temizlemeseler de hoş görülebiliyor ya da tam tersi. Fakat bizim kültürümüzde ve başka bazı kültürlerde bacak, koltuk altı ve genital bölgelerdeki tüylerin tamamının temizlenmesi, bir temizlik, sağlık ve bakımlılık göstergesi olarak kabul ediliyor. Yani etrafınızdakiler tarafından bakımlı olarak kabul edilmek istiyorsanız bu tüyleri temizlemek gerek. Ve tabii ki özellikle de koltuk altı ve genital bölge nemli bölgeler olduğundan bu bölgelerde bakteri üremesi ihtimali çok yüksektir. Bu nedenle üzerlerinde tüy olmasa da sıklıkla temizlenmesi gerekir ki, bu bölgelerde tüy olması halinde üreyecek bakteriler için daha nemli ve konforlu bir ortam hazırlanmış olacağından hem pek çok hastalığa davetiye çıkmış olur hem de bu bakteriler hastalık yaratmasalar bile kötü kokular da ürettiklerinden kendimiz ve çevremiz için pek hoş olmayan kokulara ev sahipliği etmiş oluruz ki bu da özellikle de sosyal ortamlarda bizi yalnızlaştıracak bir durum olur. Bütün bunları yaşamamak için ya yukarıdaki yöntemlerden birini kullanmayı öğrenmemiz ya da konuyla ilgili yardım istememiz ya da benim aklıma gelmemiş olan başka bir yöntemi araştırıp uygulamamız iyi olacaktır.
Sağlıklı, temiz, bakımlı günler.
not: Hmmmmmm neredeyse unutuyordum. Özellikle epilasyon aleti ve ağda ile temizlendikten sonra ciltte yanma hissi ve kızarıklık olması normaldir. Hem acıyı azaltmak hem de kızarıklığı gidermek için bebek yağı veya başka herhangi bir cilt bakım yağı, nemlendirici ya da bepanten benzeri kozmetik olmayan bir nemlendirici kullanmak iyi olur. Eğer sir ağda kullanmışsak ya da kuaförde sir ağda kullanılmışsa, sir yağı denen bir zımbırtı kullanmamız gerekiyor. Kuaförler zaten bu yağ ile vücudumuzu temizliyorlar ya da temizlememiz için bize bir miktar yağ veriyorlar ama eğer kendimiz uyguladıysak muhtemelen ağdanın yanında ıslak mendil şeklinde ya da küçük paketler halinde yağ bulunacaktır, bunları kullanmamız özellikle de sir ağdada şart. Çünkü, başka bir şeyde çözünmüyor meret ve yıkasanız da üzerinden bir gün geçse de yapış yapış kalıyor maalesef. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Elif Ünver | (Şikâyet et)
Tüylerin gecikmeli çıkması için bir kaç pratik bilgi:
Tüyler epilasyon ya da ağda yöntemi ile alındığında, bir kaç gün boyunca o bölgeler yıkandıktan sonra iyice kurutulup ıslak kalmaması sağlanırsa tüyler gecikmeli olarak çıkacaktır.
Çünki tüy kökleri suyu severler ve o bölgede nem olmadığı için dolayısı ile de çıkmaları gecikecektir.
Bir de uygulana bilinirse eğer: Yarım limonu bir çay bardağına sıkalım.
İçerisine az bir miktar tuz ekleyelim, bu miktar iki parmağımızın arasında küçük bir tutam ola bilir.
Tuz ile limonu karıştırıp, ağda ya da epilasyon yaptığımız bölgeye bir kaç gün süre ile uygulandığında, tüyler hem gecikmeli çıkacaklardır, hem de tuz ve limon kökleri öldüreceğinden seyrelerek zamanla tamamen yok olacaklardır.
(Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Anonim | (Şikâyet et)
Tüyler epilasyon ya da ağda yöntemi ile alındığında, bir kaç gün boyunca o bölgeler yıkandıktan sonra iyice kurutulup ıslak kalmaması sağlanırsa tüyler gecikmeli olarak çıkacaktır.
Çünki tüy kökleri suyu severler ve o bölgede nem olmadığı için dolayısı ile de çıkmaları gecikecektir.
Bir de uygulana bilinirse eğer: Yarım limonu bir çay bardağına sıkalım.
İçerisine az bir miktar tuz ekleyelim, bu miktar iki parmağımızın arasında küçük bir tutam ola bilir.
Tuz ile limonu karıştırıp, ağda ya da epilasyon yaptığımız bölgeye bir kaç gün süre ile uygulandığında, tüyler hem gecikmeli çıkacaklardır, hem de tuz ve limon kökleri öldüreceğinden seyrelerek zamanla tamamen yok olacaklardır.
(Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Anonim | (Şikâyet et)
Önceki İpucu: Pandispanya Yapmak ve Püf Noktaları | Sonraki İpucu: Sakal ve Bıyık Tıraşı Olurken Dikkat Edilmesi Gerekenler