İndüksiyonlu Ocaklar Hakkında Bilinmesi Gerekenler
( tarihinde yayınlandı)İndüksiyonlu ocaklarda evinizdeki her tencereyi kullanamıyorsunuz. Altına mıknatıs yapıştırabildiğiniz tencereler –ki bunlar genellikle çelik tencere seti oluyor- bu ocakla kullanılabiliyor. Büyük olasılıkla teflon tencereleriniz ve cezvelerinize mıknatıs yapışmayacağından bunları yenilemeniz gerekebilir.
Ocağınızın yüzeyi dümdüz camdan yapıldığı için temizliği çok kolay olacak. Ocak silmek artık sizin için belli bir iş kategorisi olmaktan çıkacak ve her yemek pişirdikten sonra yaptığınız sıradan bir iş haline gelecek.
Ocak dışarıya ısı ve sıcaklık vermiyor. Bu da ateşle ilgili meydana gelebilecek kaza riskini sıfıra indiriyor. Şöyle ki, isterseniz ince bir defteri tencerenin altına koyup aynı zamanda ocağı çalıştırarak su kaynatabilirsiniz. Kağıdın kesinlikle yanmadığını göreceksiniz. Ateş olmaması nedeniyle tencerenin sapını tuttuğunuz bez acaba ateşe temas edip yanar mı diye düşünmenize gerek kalmıyor. Ya da tencereye boşalttığınız malzemeler ocağın üzerine dökülse bile yanmıyor; öylece düştüğü yerde kalıyorlar.
Diğer ocaklarda yemek pişirirken daha az karıştırma gerektiren yemekleri daha sık karıştırmanız gerekebiliyor. Isı dipten yayıldığı için yemeğin dibini tutturma riski daha fazla. Bu noktada en çok süt kaynatırken sıkıntı yaşadığımı yazmak isterim. Gazlı ocaklarda sütü koyarsınız ve taşma noktasına gelene kadar kaynamasını beklersiniz. Karıştırmanıza gerek yoktur. Ancak, bu ocakta sanki sütlü bir tatlı yapıyormuşsunuz gibi sürekli dipten karıştırmanız gerekiyor.
Ocağın tencere koyabileceğiniz bölümleri hissedilebilir çizgilerle belirtilmiş. Ancak bazı markaların çizgileri daha çok belirgin bence. Örneğin, Beko’nun ürünleri Termikel’e oranla daha hissedilebilir çizgiler içeriyor. Tabi bu durum modelden modele farklılık gösterebilir. Tencereyi çizgilerin ortasına yüzde yüz yerleştirmek zorunda da değilsiniz. Tencerenizin büyük oranda doğru konumlanmış olması da yetecektir. Bu ocakların üç katı fiyatına tencereyi istediğiniz yere koyduğunuzda çalışan ocaklar da var. Ama, gereksiz pahalı olduklarını düşünüyorum.
Bazen yüksek ateşte çalıştırdığınız ocağınızdan çıkan gaz sesi yemeğin pişme sesini bastırıyor ve sesi duymak için ocağınızın altını kısmak zorunda kalıyorsunuz. Ama, indüksiyonlu ocaklar çok sessiz çalışıyor ve yemeğinizdeki en ufak çıtırtıyı bile duyabiliyorsunuz.
Ocağın üzerindeki artı ve eksi tuşlarıyla dokuz farklı pişirme ayarından istediğinizi seçebiliyorsunuz. Bunu gazlı ocağın düğmesini çevirerek kısık ateşe veya yüksek ateşe alma ayarına benzetebiliriz.
Gazlı ocaklarda çevreye de ısı yayıldığından tencere sapları ve tencerenin üst kenarları ve dış yüzeyi çok çabuk ısınıyor ve elinizi yakmanız daha büyük bir olasılık haline geliyor. Ancak, İndüksiyonlu ocaklarda çevreye ısı yayma durumu olmadığından, tencereniz daha yavaş ısınıyor ve diyelim ki yarım tencere su kaynatacaksanız, en çok su olan yere kadar ısınma oluyor. Üstte kalan bölüm gazlı ocaklardakine oranla daha az ısınıyor. Aynı durum tencere içinde unuttuğunuz kaşık vb. için de geçerli oluyor. Kaşığın sapı az ısınacağından eliniz yanmıyor.
Gazlı ocaklarda bir sebepten ocaktan aldığınız tencereyi yeniden tam yerine yerleştirip ortalamak çoğunlukla zor oluyor. Demir ızgaralar çok sıcak olduğundan dokunamıyorsunuz. İndüksiyonlu ocaklarda ise, tencerenin konulduğu yer elbette sıcak oluyor ancak, dış çizgilerin olduğu yer soğuk olduğundan elinizle dokunduğunuzda yanma olmadan tencerenizi rahatlıkla yerleştirebiliyorsunuz. Aslında ocağı kapatınca tencerenin bulunduğu yer soğuyana kadar H harfi görünüyor. Ama, bu bizim için erişilebilir değil.
İndüksiyonlu ocakla geçirdiğim bir aylık deneyimlerim sonunda aklıma gelen olumlu ve olumsuz yönleri paylaşmaya çalıştım. Almayı düşünenler için faydalı olabildiyse ne ala…
İlginizi çekebilir:
indüksiyonlu ocakları ve dokunmatik beyaz eşyayı erişilebilir hale getirmek
evdeki beyaz eşyaların ayar düğmelerini körcülleştirmek
arçelik ve vestel beyaz eşyalara (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Laviebel | (Şikâyet et)
Ocağınızın yüzeyi dümdüz camdan yapıldığı için temizliği çok kolay olacak. Ocak silmek artık sizin için belli bir iş kategorisi olmaktan çıkacak ve her yemek pişirdikten sonra yaptığınız sıradan bir iş haline gelecek.
Ocak dışarıya ısı ve sıcaklık vermiyor. Bu da ateşle ilgili meydana gelebilecek kaza riskini sıfıra indiriyor. Şöyle ki, isterseniz ince bir defteri tencerenin altına koyup aynı zamanda ocağı çalıştırarak su kaynatabilirsiniz. Kağıdın kesinlikle yanmadığını göreceksiniz. Ateş olmaması nedeniyle tencerenin sapını tuttuğunuz bez acaba ateşe temas edip yanar mı diye düşünmenize gerek kalmıyor. Ya da tencereye boşalttığınız malzemeler ocağın üzerine dökülse bile yanmıyor; öylece düştüğü yerde kalıyorlar.
Diğer ocaklarda yemek pişirirken daha az karıştırma gerektiren yemekleri daha sık karıştırmanız gerekebiliyor. Isı dipten yayıldığı için yemeğin dibini tutturma riski daha fazla. Bu noktada en çok süt kaynatırken sıkıntı yaşadığımı yazmak isterim. Gazlı ocaklarda sütü koyarsınız ve taşma noktasına gelene kadar kaynamasını beklersiniz. Karıştırmanıza gerek yoktur. Ancak, bu ocakta sanki sütlü bir tatlı yapıyormuşsunuz gibi sürekli dipten karıştırmanız gerekiyor.
Ocağın tencere koyabileceğiniz bölümleri hissedilebilir çizgilerle belirtilmiş. Ancak bazı markaların çizgileri daha çok belirgin bence. Örneğin, Beko’nun ürünleri Termikel’e oranla daha hissedilebilir çizgiler içeriyor. Tabi bu durum modelden modele farklılık gösterebilir. Tencereyi çizgilerin ortasına yüzde yüz yerleştirmek zorunda da değilsiniz. Tencerenizin büyük oranda doğru konumlanmış olması da yetecektir. Bu ocakların üç katı fiyatına tencereyi istediğiniz yere koyduğunuzda çalışan ocaklar da var. Ama, gereksiz pahalı olduklarını düşünüyorum.
Bazen yüksek ateşte çalıştırdığınız ocağınızdan çıkan gaz sesi yemeğin pişme sesini bastırıyor ve sesi duymak için ocağınızın altını kısmak zorunda kalıyorsunuz. Ama, indüksiyonlu ocaklar çok sessiz çalışıyor ve yemeğinizdeki en ufak çıtırtıyı bile duyabiliyorsunuz.
Ocağın üzerindeki artı ve eksi tuşlarıyla dokuz farklı pişirme ayarından istediğinizi seçebiliyorsunuz. Bunu gazlı ocağın düğmesini çevirerek kısık ateşe veya yüksek ateşe alma ayarına benzetebiliriz.
Gazlı ocaklarda çevreye de ısı yayıldığından tencere sapları ve tencerenin üst kenarları ve dış yüzeyi çok çabuk ısınıyor ve elinizi yakmanız daha büyük bir olasılık haline geliyor. Ancak, İndüksiyonlu ocaklarda çevreye ısı yayma durumu olmadığından, tencereniz daha yavaş ısınıyor ve diyelim ki yarım tencere su kaynatacaksanız, en çok su olan yere kadar ısınma oluyor. Üstte kalan bölüm gazlı ocaklardakine oranla daha az ısınıyor. Aynı durum tencere içinde unuttuğunuz kaşık vb. için de geçerli oluyor. Kaşığın sapı az ısınacağından eliniz yanmıyor.
Gazlı ocaklarda bir sebepten ocaktan aldığınız tencereyi yeniden tam yerine yerleştirip ortalamak çoğunlukla zor oluyor. Demir ızgaralar çok sıcak olduğundan dokunamıyorsunuz. İndüksiyonlu ocaklarda ise, tencerenin konulduğu yer elbette sıcak oluyor ancak, dış çizgilerin olduğu yer soğuk olduğundan elinizle dokunduğunuzda yanma olmadan tencerenizi rahatlıkla yerleştirebiliyorsunuz. Aslında ocağı kapatınca tencerenin bulunduğu yer soğuyana kadar H harfi görünüyor. Ama, bu bizim için erişilebilir değil.
İndüksiyonlu ocakla geçirdiğim bir aylık deneyimlerim sonunda aklıma gelen olumlu ve olumsuz yönleri paylaşmaya çalıştım. Almayı düşünenler için faydalı olabildiyse ne ala…
İlginizi çekebilir:
indüksiyonlu ocakları ve dokunmatik beyaz eşyayı erişilebilir hale getirmek
evdeki beyaz eşyaların ayar düğmelerini körcülleştirmek
arçelik ve vestel beyaz eşyalara (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Laviebel | (Şikâyet et)
Önceki İpucu: Rss Nedir Ne İşe Yarar | Sonraki İpucu: Elektronik İmza ve Mobil İmza Nedir Nasıl Alınır Ne İşe Yarar Aralarında Ne Fark Vardır