Zorda Kaldığımda Söylemek İçin Bulduğum Birkaç Otomatik Cümle
( tarihinde yayınlandı)Belki hepiniz fark etmişsinizdir. İnsanlarla iletişim kurma sırasında çoğu zaman aynı soru ya da tepkilere maruz kalıyoruz. Sanki herkes aynı şekilde düşünüyor.
Ben de herkese ayrı ayrı cevap vereceğime ya da her tepkiye orjinal bir tepki vereceğime otomatik cümleler oluşturdum kafamda. Hem böylesi zorda kalmamamı sağlıyor; çünkü bazen bu tepkileri için onlara bir yumruk atma dürtüme zorlukla gem vurduğum oluyor, ne yalan söyleyeyim…
Mesela bana çoğu zaman: "Zor olmuyor mu?" diyorlar. Bunun üzerine ben: "Her şeyin kendine göre bir zorluğu var," diyerek onlara kendi yaşadıkları zorlukları hatırlatıyorum. Yüzde doksan dokuz oranda hak verip susuyorlar.
Ya da: "Gözlerinin görmesini istemez misin?" diye soruyorlar büyük bir acımayla ya da sözde duygudaşlıkla.
Bense: "Bu tür bir şeyi istemeye zamanım yok," diyerek geçiştiriyorum onları; ama bu cevabımın çoğu zaman insanlara "kedi uzanamadığı ciğere pis der" sözünü düşündürttüğünü seziyorum. Her şeye rağmen bu cevabım onları susturmaya yetiyor. Benim için önemli olan şey de bu oluyor çoğu zaman.
Sizler de bu başlık altında, böyle zamanlarda ne söylediğinizi bizlerle paylaşabilirsiniz. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Eylemyurtsever | (Şikâyet et)
Ben de herkese ayrı ayrı cevap vereceğime ya da her tepkiye orjinal bir tepki vereceğime otomatik cümleler oluşturdum kafamda. Hem böylesi zorda kalmamamı sağlıyor; çünkü bazen bu tepkileri için onlara bir yumruk atma dürtüme zorlukla gem vurduğum oluyor, ne yalan söyleyeyim…
Mesela bana çoğu zaman: "Zor olmuyor mu?" diyorlar. Bunun üzerine ben: "Her şeyin kendine göre bir zorluğu var," diyerek onlara kendi yaşadıkları zorlukları hatırlatıyorum. Yüzde doksan dokuz oranda hak verip susuyorlar.
Ya da: "Gözlerinin görmesini istemez misin?" diye soruyorlar büyük bir acımayla ya da sözde duygudaşlıkla.
Bense: "Bu tür bir şeyi istemeye zamanım yok," diyerek geçiştiriyorum onları; ama bu cevabımın çoğu zaman insanlara "kedi uzanamadığı ciğere pis der" sözünü düşündürttüğünü seziyorum. Her şeye rağmen bu cevabım onları susturmaya yetiyor. Benim için önemli olan şey de bu oluyor çoğu zaman.
Sizler de bu başlık altında, böyle zamanlarda ne söylediğinizi bizlerle paylaşabilirsiniz. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Eylemyurtsever | (Şikâyet et)
Bir de: "Beni nasıl hayal ediyorsun?" gibi başka bir saçma soru var. Ben bu soruya: "Seni herhangi bir görsellikle hayal etmiyorum; çünkü hayal etmem gerekmiyor," diyerek cevap veriyorum çoğu kez. Her şeyin görselliğe indirgenmesinin saçmalığını anlatıyor, insanların benim aklımda farklı özellikleriyle de, örneğin kokularıyla, kendilerine has ses tonlarıyla, sıklıkla kullandıkları kimi sözcüklerle, boylarının uzun veya kısa oluşlarıyla da kalabileceklerini, her zaman saç ve göz rengini düşünmek zorunda olmadığımı ifade etmeye çalışıyorum. Kısacası her bireyin farklı bir dünya olduğunu ve o dünyada saç rengi, yüz şekli dışında da keşfedilmeye değer pek çok şey olduğunu anlatmaya çalışıyorum. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Şahin | (Şikâyet et)
Ekleyen: Şahin | (Şikâyet et)
Ben genelde bu tarz soruları, eğer gırgıra vurmamamam için özel bir neden yoksa, ciddiyetten uzak bir şekilde yanıtlıyorum. Hem daha eğlenceli oluyor hem de karşınızdaki kişi çoğu zaman başka soru sormaya yeltenmiyor. Sadece ufak veletlerin sorularını gayet ciddi ve açıklayıcı şekilde yanıtlıyorum, çünkü saf bir merakla bir tek onlar soruyor.
Mesela, "Görmek ister miydin?" diye soran birine, "Noel Baba ile Havvayı evlendirmeyi sen aklından geçiriyor musun da ben imkansız şeyleri kendime sorayım yahu?" benzeri bir cümle kuruyorum.
Bir de en sevdiğim soru şu: "Rüya görüyor musun?" Artık buna verilen yanıt bana pek gülünç gelmiyor çünkü hep aynı cümleyi söylüyorum: "Sen uyurken gözünle mi görüyorsun rüyayı?"
Ha bir de, "Yalnız yaşamak zor olmuyor mu?" diye soranlar oluyor. "Oluyor tabii… Mesela ben karanlıktan çok korkarım, geceleri sıkıntılı oluyor…" diyorum gayet sakin bir sesle. Espri mi yaptığımı yoksa ciddi mi söylediğime karar verilemediği için genelde küt diye sorular kesiliyor. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Murat Kefeli | (Şikâyet et)
Mesela, "Görmek ister miydin?" diye soran birine, "Noel Baba ile Havvayı evlendirmeyi sen aklından geçiriyor musun da ben imkansız şeyleri kendime sorayım yahu?" benzeri bir cümle kuruyorum.
Bir de en sevdiğim soru şu: "Rüya görüyor musun?" Artık buna verilen yanıt bana pek gülünç gelmiyor çünkü hep aynı cümleyi söylüyorum: "Sen uyurken gözünle mi görüyorsun rüyayı?"
Ha bir de, "Yalnız yaşamak zor olmuyor mu?" diye soranlar oluyor. "Oluyor tabii… Mesela ben karanlıktan çok korkarım, geceleri sıkıntılı oluyor…" diyorum gayet sakin bir sesle. Espri mi yaptığımı yoksa ciddi mi söylediğime karar verilemediği için genelde küt diye sorular kesiliyor. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Murat Kefeli | (Şikâyet et)
Yolda şöyle sorularla da karşılaşabilirsiniz. "Sen niye tek başına dışarı çıktın?" ya da "senin kimsen yok mu?" bende bu sorulara "siz niye tek başınıza dışarı çıktınız?" diyerek cevap veriyorum. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Antika | (Şikâyet et)
Ekleyen: Antika | (Şikâyet et)
Kesinlikle! Yolda sizi gördüklerinde "Seni niye buraya tek başına saldılar?" sorusuna cevabım ya "Ben köpek miyim beni salsınlar?" ya da, bir kere yapmıştım bunu, havlayıp soruyu sorana saldırıyormuş gibi yapmak oluyor. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Eylemyurtsever | (Şikâyet et)
Ekleyen: Eylemyurtsever | (Şikâyet et)
Söze dünyanın çirkinliklerini görmüyorsun ne güzel diye başlayanlar içinse, "algıyı kapatırsan sen de görmez, duymazsın" karşıdaki insana beyin fırtınası yatıracak nitelikte olabiliyor bazen. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Bahar | (Şikâyet et)
Ekleyen: Bahar | (Şikâyet et)
bak bu "iyiki görmüyon ha, dünyanın pisliklerini görmüyon" tarzında yaklaşımlara vermek istediğim ama dilimi tuttuğum bir cevap var ki, bir gün biri nasibini alacak: "bunun kolayı var: şurda gözünü çıkarayım, sen de benim eriştiğim mutluluğa erişebilirsin…" işe algısal filan karıştırırsam bir "ha" alma ihtimalim var ki, acayip bir türe denk gelmişsem bunun sonu nerelere gider. "allah yardımcın olsun" diyenleri de "hepimizin" diyerek kendi çapımda bozduğuma inanıyorum. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Piyanist | (Şikâyet et)
Ekleyen: Piyanist | (Şikâyet et)
"Ne kadar görüyorsun? hiç mi görmüyorsun, şunu görüyor musun, bunu görüyor musun?" gibi teste tabi tutmaya kalkışan hadsizlere, :
"Sen doktor musun? veya siz doktor musunuz?,
"muayenede miyim şu an",
"benim doktorum var, bu işlerle ilgileniyor, teşekkürler, muayeneye ihtiyacım yok!"
Bu gibi sorular yönelterek ve cevaplarla karşılık verdiğimde, genelde sahte bir utanma ile "estafurullah, öyle demek istemedim" vs. deyip yaptıklarından utanmış gibi yaparlar, ama aslında utanmazlar, sadece bizim hakkımızda şöyle düşünürler, :
"biraz alıngan galiba, biraz asabi galiba, ruh sağlığı pek iyi değil galiba vb. ne dedim ki ben"
Böyle durumlarda karşımızdakinin seviyesine göre ve rahatsız edici sorular soran kişiyle olan ilişkimizin uygun olmasına göre şöyle sorular yöneltilebilir, :
"eşinizle aranız nasıl? bazı konularda sorun yaşıyor musunuz?"
vb. buradaki amaç, cevabı "sana ne? olabilecek türden net bir soru sormak ve dolaylı yoldan "sana ne " demiş olmaktır, sorulan sorunun kabalığından karşı taraf sorumludur, zira o başlatmıştır.
Çekinmeyelim öğretelim, bu da bir eğitim hizmetidir. Sanırım çevremizdeki insanları bize karşı davranışları konusunda eğitmek durumundayız. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Anonim | (Şikâyet et)
"Sen doktor musun? veya siz doktor musunuz?,
"muayenede miyim şu an",
"benim doktorum var, bu işlerle ilgileniyor, teşekkürler, muayeneye ihtiyacım yok!"
Bu gibi sorular yönelterek ve cevaplarla karşılık verdiğimde, genelde sahte bir utanma ile "estafurullah, öyle demek istemedim" vs. deyip yaptıklarından utanmış gibi yaparlar, ama aslında utanmazlar, sadece bizim hakkımızda şöyle düşünürler, :
"biraz alıngan galiba, biraz asabi galiba, ruh sağlığı pek iyi değil galiba vb. ne dedim ki ben"
Böyle durumlarda karşımızdakinin seviyesine göre ve rahatsız edici sorular soran kişiyle olan ilişkimizin uygun olmasına göre şöyle sorular yöneltilebilir, :
"eşinizle aranız nasıl? bazı konularda sorun yaşıyor musunuz?"
vb. buradaki amaç, cevabı "sana ne? olabilecek türden net bir soru sormak ve dolaylı yoldan "sana ne " demiş olmaktır, sorulan sorunun kabalığından karşı taraf sorumludur, zira o başlatmıştır.
Çekinmeyelim öğretelim, bu da bir eğitim hizmetidir. Sanırım çevremizdeki insanları bize karşı davranışları konusunda eğitmek durumundayız. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Anonim | (Şikâyet et)