Mikrodalga Fırın Kullanımı ve Mikrodalgada Sucuk Pişir
( tarihinde yayınlandı)Aslında anlatacağım ipucu çok basit. Epeyce düşündüm paylaşmaya değer mi değil mi diye ama sonunda yazmaya karar verdim. Sucuk pişirmenin benim keşvettiğim kadarıyla daha basit bir yöntemi yok. Başlamadan önce, mikrodalga fırınların sağlığa zararlı olup olmadığı konusunda tonlarca bilimsel araştırma bulunduğunu hatırlatmak isterim. Ben ise tüm bu bilimsel araştırmaları elimin tersiyle bir kenara iterek; mikrodalga fırınıma her geçen gün biraz daha bağlanıyorum. Kendisinin, en sevdiğim, beni en çok kendisine bağlayan yönü ise pişirme esnasında yiyeceklerin her tarafını eşit olarak pişirmesi ve dolayısıyla yiyecekleri, iki tarafı da pişsin diye çevirmek zorunda kalınmaması. Her tarafın eşit pişmesini de herhangi bir yanlış bilgilendirme olmasın diye biraz açmak istiyorum. Mikrodalga fırınlarda, pişirme işlemi fırın içerisindeki dirençli tellerin ısınmasıyla ya da fırının içine sıcak hava üflenmesiyle gerçekleşmiyor. Fırın içinde dönen yiyeceklere dalgalar gönderilerek pişirme sağlanıyor. Dalgalar sadece yiyeceklere gönderildiğinden, önce yiyecekler ısınıyor. Pişirme kabı ise yiyeceğin ısısından etkilenerek ısınıyor. Bu nedenle normal bir yükleme yapıldığında gerçekten yiyeceklerin her tarafı eşit pişiyor. Ancak yiyecekleri üstüste bıraktığımızda ya da üstüste bırakmasak dahi biraz fazla yiyecek bıraktığımızda kenarlara gelen kısımlar biraz daha fazla ortaya gelen kısımda biraz daha az pişme oluyor. İnsan bir süre kullandıktan sonra mikrodalgasının huyunu suyunu öğreniyor, el alışkanlığı sağlanıyor ve her tarafın eşit pişeceği şekilde yerleştirme yapılabiliyor. Bir yöntem de arasıra karıştırmaktır. Bu şekilde pilav gibi yiyeceklerin her tarafının eşit ısınması sağlanıyor. Tahmin edileceği üzere pişirme için herhangi bir kabı kullanamıyoruz. Bu konuda mikrodalgamızın kullanım klavuzu bizi en doğru şekilde yönlendirecektir. Ancak kısaca söylemek gerekirse; porselen ve cam tabaklar, borcamlar ve özel olarak satılan mikrodalga fırın kapları rahatlıkla kullanılabiliyor. Hangi tür porselen ve cam tabaklar diye soracak olursanız ben bizim evdeki herhangi bir porselen ya da cam tabağı fırına sokuyorum. Kısa süreli (6 7 dakika) pişirmelerde bugüne kadar hiçbir sıkıntı yaşamadım. Ancak 15 20 dakika sürecek pişirmelerde kullanacağımız porselen ve cam tabakların ısıya dayanıklı olması konusunda daha dikkatli olunmalıdır. Kafam rahat olsun denilmesi için uzun süreli pişirmelerde porselen ya da cam tabak yerine borcam ya da mikrodalga fırın kabı kullanılması tavsiye olunur. Sucuğa gelirsek; satın almış olduğumuz parmak sucukları dikey olarak ikiye bölüyoruz. hani salatalığı uzunlamasına kesip arasına tuz döküp birbirine sürttükten sonra yeriz ya işte o şekilde… Bu şekilde bölünmesi ekmek arasına yatırırken büyük pratiklik sağlıyor. Dileyenler başka şekillerde de bölebilirler. Bilinmesi gereken şey ise mikrodalga fırınlarda, daha küçük ve ince bölünen yiyecekler büyük olanlarına göre daha hızlı pişerler. Pişirme süresi buna göre seçilmelidir. Sucuklarımızı porselen bir tabağın içine yatırıyoruz. Tabağa yağ sürmemize gerek yok. Mikrodalga fırını en yüksek derecede çalıştırıyoruz. Bu derece, her fırına göre değişmekle birlikte, benim fırında 800 watt olarak görünüyor. Her fırında farklılık gösterecektir ama benim fırında 3 dakika pişirmek yetiyor. Pişirme süresi sucuğun miktarına ve dilimlerin kalınlığına göre de değişecektir. Ancak bunlara kısa sürede alışılmaktadır. Önemli olan gereğinden fazla pişirip sucukları kurutmamaktır. Pişirme esnasında sucukları çevirmek ya da başka herhangi bir müdahalede bulunmamız gerekmiyor. Pişirme sonunda, cızırdayan sucuklarla dolu sıcak tabağımızı bir bezle ya da havlu peçeteyle tutarak fırının dışına alıyoruz. Pişirme sonunda sucuklar bütün yağlarını tabağa bıraktığından, fırından çıkarttıktan sonra hiç beklemeden sucukları bir çatal ile başka bir tabağa ya da ekmek arasına alıp icabına bakıyoruz. Bu arada mikrodalga fırınlardan çıkarılan yiyeceklerin daha geç soğuması sözkonusu olduğu için birkaç dakika bekledikten sonra yenmesi tavsiye edilir. Bu birkaç dakikada sucuğun ısısıyla ekmeğinde ısınması sağlanıyor ki Hoş oluyor. Tabak içerisinde kalan kızgın yağı ise, ilk sefer için hemen temizlememenizi, tabağın içinde donmaya bırakmanızı şiddetle tavsiye ederim. Birkaç saat sonra en kaliteli sucuğun bile tabağın şekline göre değişmekle birlikte 3 4 milim kalınlığında yuvarlak bir disk şeklinde donmuş bir yağ kütlesi bıraktığını görecek ve bu yağı yememiş olmaktan mutlu olacaksınız. Bu vesileyle donmuş yağları ve hatta sıvı yağları lavaboya dökmemeniz gerektiğini, lavaboya döküldüğünde, çok küçük miktardaki yağ kütlesiyle çok yüksek miktarda suyun kirletildiğini de hatırlatmak isterim. Bu konudaki en çevreci hareket ise kullanılmış yağları bunları toplayan yerlere vermektir. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Guven | (Şikâyet et)
Ekleyen: Guven | (Şikâyet et)