Sokaktaki Köpeklerden Ödüm Patlamalı Mı
( tarihinde yayınlandı)Havlayan bir köpek duyduğunuzda sizi ısırmak istediğini mi düşünüyorsunuz? Birisi "dikkkat edin. Köpek var orada." Dediğinde çığlıklar atarak uzaklaşasınız mı geliyor? Eh, korkunuzu azaltmak için, işe yarar mı bilmem ama, söyleyebileceğim birkaç şey var. Eğer bir köpeğin sesini uzaktan duyuyorsanız ve havlıyorsa muhtemelen, aşağı sokaktaki arkadaşına falan sesleniyordur. "Mahmut Abiii! Burası temiz…" Yani köpeklerin kafasının içinde ne dönüyor bilmiyorum ve bunu çok merak da ediyorum ama büyük ihtimalle havlayan bir köpek buna benzer bir iletişim kuruyordur o sırada ve sizinle kenarından köşesinden bile ilgilendiğinden şüpheliyim. Bazen de havlayarak ya da havlamayarak, grup halinde üzerinize üzerinize koşarak gelirler. Bir zamanlar köpekten çok korkan biri olarak, sadece bu sözlerin bile travmatik etkisi olabileceğinin farkındayım. Yani 5-6 tane üzerinize koşan ve havlayan köpek fikri köpek korkusu olan birisi için hiç de öyle "ayyyy! Ne sevimli bir sahneee…" diyebileceği bir şey değil biliyorum. Ama muhtemelen köpeklerin işi yine siz değilsinizdir. Büyük ihtimalle o havlamalar da "koşun gençler! Bizim mekana dalmışlar…" Cinsinden anlamlara geliyordur. Yani biraz sakin kalabilirseniz, size doğru yaklaşan havlamaların, yanınızdan geçip, sizden uzaklaşan havlamalara dönüştüğünü göreceksiniz. Eh, benim aklıma geldiğine göre bazılarının da aklına gayet gelecektir. "eee, ya adamların mekana dalan yabancı bensem? Eh köpekçe bilmediğime göre… Anneeeeeeeeeee!" O zaman belki şunu duymak isteyebilirsiniz. Sokakta yaşayan köpekler genellikle mekanlarına yaya olarak giren yabancıları, öyle pek yabancıdan saymazlar. Sokaktan geçip giden insanlarla herhangi bir şekilde ilgilendiklerinden bile şüpheliyim. Bu durum; yani mekanlarına daldığınız yabancı olduğunuz durum demek istiyorum, ancak onların bir insanla ilgi kurdukları ve sahiplendikleri bir mülke falan girmeye çalıştığınızda sizin için geçerli olacaktır. Yani sahipli ifadesinden hoşlanmasam da bu şekilde anlaşılması kolay olduğu için kullanıyorum, sahipli ve bir yeri korumak için falan eğitilmiş ya da sahipllenilmiş köpeklerde geçerli olacaktır. Yani bir parmaklığın ardından size koşarak havlayarak ve yakınlaştığında hırlayarak yaklaşan bir köpek, bulaşılmaması gereken bir köpektir. Yani sahibinin yanında değilken ve köpek sizi tanımıyorken demek istiyorum. Bunları söylerken, öyle köpek uzmanı falan olduğum için değil, kendi deneyimlerim doğrultusunda yazıyorum tabii. Ve bu deneyimlerim bana "havlayan köpek ısırmaz" ata sözünün büyük ölçüde doğru olduğunu gösterdi. Ama hırlayan bir köpeğe, bir köpek sever olarak ben bulaşmam. Korktuğum için değil, adamın içgüdülerine saygı duyduğum için. Yani hırlayan bir köpek büyük ihtimalle, "daha fazla yaklaşırsan saldırmak zorunda kalacağım. Burası benim bölgem. Kızıyorum haaa!" cinsinden birşeyler söylüyordur ve bunu söyleyen bir köpekle mülkiyet anlayışını tartışmaya çalışmak için herşeyden önce dil bilmek gerek ki, aramızdaki köpekçe bilen sayısının bir sayma sayısı olduğundan emin değilim. ïŠ
Bir de şu daha önce sopadan bir şekilde muzdarip olmuş köpeklerin, beyaz bastonu tehdit olarak algılaması ve bastonu görmesiyle çenesinin bize girmesi arasında pek az bir vakit olması korkusu var tabii. Doğrusu bununla ilgili ne diyeceğimi bilmiyorum. Şimdiye kadar hiçbir köpek, sadece bastonumu gördüğü için bana bulaşmadı. Ya ben daha önce başı sopayla derde girmiş köpeklerle karşılaşmadım ya da benim bastonu sopadan saymadılar. Tabii bir ihtimal daha var: ïŠ Ben havlayan, hırlayan, yanımdan geçip giden, işte her ne yapıyorsa onu yapmayı sürdüren herhangi bir köpekten korkmuyorum. Yanlışlıkla bir köpeğe ya da işte beni fark etmeyen ve benim fark etmediğim bir canlıya istemeden zarar vermekten korkuyorum bir tek. Bu da alemon algılayıcıları bizden çok daha gelişkin olan köpekler için barışçıl bir mesaj olarak algılanıyor ve bana bu yüzden zarar vermemiş olabilirler. Buradan, benim hiç köpek tarafından ısırılmadığım anlamı çıkmasın. Bir kere yüzümden ısırıldım ve kesinlikle bunun kendi marifetimle olduğunu itiraf etmeliyim. Hani dedim ya; bulunduğu yeri ve orada yaşayanları sahiplenmiş bir köpejjğin alanına, yanınızda onunla yaşayan insanlardan biriyle girmediğinizde, sizi o alanın yabancısından sayıp, saldırma ihtimalleri var diye. Hah tam da buna benzer bir durumda köpeğin yanına sevmeye diye girdim. Üstelik köpeklerin bu türlü bir davranışı olabileceğini bildiğim halde. Eh bence ben bunu hak etmiştim gayet. Ama köpek korkusu olan birinin korkusunu saymazsak, bu öyle çok ciddi can yakan, öyle kendinden geçecek şekilde korkmayı gerektirecek bir acı değildi. Haa; bir köpek gayet acı verici ısırıkların sahibi olabilir tabii ama dediğim gibi rastgele sokaktan geçiyorsunuz diye köpeklerin size saldıracağını sanmıyorum. Bu ancak çok vahşileşmiş köpeklerin bulunduğu, muhtemelen kırsal bir alanda, hayvanların sıklıkla aç kaldığı durumlarda olabilir. Ama şehir içinde, hayvanların durup dururken insanlara saldırmalarının öyle leblebi çekirdek gibi karşılaşılan bir şey olmadığını bilmek belki korkanlara iyi gelir.
Haydi bir de not yazayım: Sokakta yaşayan kediler sıklıkla yiyecek bulabiliyorlar. Çöp kutularına girip, kendi yiyeceklerini arayabiliyorlar. Ancak, köpekler bu ayrıcalıktan biraz daha az faydalanabiliyorlar. Bu yüzden genellikle sokakta yaşayan köpekler için hayatta kalmak ciddi bir mücadele olabiliyor. Tabii bir kedinin çöpten beslenmesi de bir sürü hayat memat meselesi denebilecek cinsten sorunlar doğuruyor. O yüzden kedilerin de lüks lokantalardan besleniyor olduğunu düşünmeyelim. Ama işte kediyi köpeği bir yana koyalım olmazsa. Sokakta yaşayan hayvanların, ister açlıktan saldırganlaşmasınlar diye, ister aynı hayatı paylaşıyoruz ve yiyeceklerimizi de gayet paylaşabiliriz diye, ister hayvan sevgimizden,
istersek sırf bir canlı kursağından geçsin diye düşünelim, evde kalan ve çöpe atacağımız gıdaları çöplerle karıştırmak yerine ayrı bir yere koyup çöpün kenarına bir yere koyalım. Çok dağılmayacak şekilde, bir karton kutuya koyabiliriz, çok ucuza kuru mamalar var, onlardan alabiliriz, hiç olmazsa arada bir evden atacağımız plastik kaplara en azından su koyup bırakabiliriz. Özellikle de su şehirde yaşayan hayvanlar için oldukça zor bulunan bir şey ve hayatta kalmak için ne kadar önemli olduğunu kendimizden tahmin etmek zor olmasa gerek. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Elif Ünver | (Şikâyet et)
Bir de şu daha önce sopadan bir şekilde muzdarip olmuş köpeklerin, beyaz bastonu tehdit olarak algılaması ve bastonu görmesiyle çenesinin bize girmesi arasında pek az bir vakit olması korkusu var tabii. Doğrusu bununla ilgili ne diyeceğimi bilmiyorum. Şimdiye kadar hiçbir köpek, sadece bastonumu gördüğü için bana bulaşmadı. Ya ben daha önce başı sopayla derde girmiş köpeklerle karşılaşmadım ya da benim bastonu sopadan saymadılar. Tabii bir ihtimal daha var: ïŠ Ben havlayan, hırlayan, yanımdan geçip giden, işte her ne yapıyorsa onu yapmayı sürdüren herhangi bir köpekten korkmuyorum. Yanlışlıkla bir köpeğe ya da işte beni fark etmeyen ve benim fark etmediğim bir canlıya istemeden zarar vermekten korkuyorum bir tek. Bu da alemon algılayıcıları bizden çok daha gelişkin olan köpekler için barışçıl bir mesaj olarak algılanıyor ve bana bu yüzden zarar vermemiş olabilirler. Buradan, benim hiç köpek tarafından ısırılmadığım anlamı çıkmasın. Bir kere yüzümden ısırıldım ve kesinlikle bunun kendi marifetimle olduğunu itiraf etmeliyim. Hani dedim ya; bulunduğu yeri ve orada yaşayanları sahiplenmiş bir köpejjğin alanına, yanınızda onunla yaşayan insanlardan biriyle girmediğinizde, sizi o alanın yabancısından sayıp, saldırma ihtimalleri var diye. Hah tam da buna benzer bir durumda köpeğin yanına sevmeye diye girdim. Üstelik köpeklerin bu türlü bir davranışı olabileceğini bildiğim halde. Eh bence ben bunu hak etmiştim gayet. Ama köpek korkusu olan birinin korkusunu saymazsak, bu öyle çok ciddi can yakan, öyle kendinden geçecek şekilde korkmayı gerektirecek bir acı değildi. Haa; bir köpek gayet acı verici ısırıkların sahibi olabilir tabii ama dediğim gibi rastgele sokaktan geçiyorsunuz diye köpeklerin size saldıracağını sanmıyorum. Bu ancak çok vahşileşmiş köpeklerin bulunduğu, muhtemelen kırsal bir alanda, hayvanların sıklıkla aç kaldığı durumlarda olabilir. Ama şehir içinde, hayvanların durup dururken insanlara saldırmalarının öyle leblebi çekirdek gibi karşılaşılan bir şey olmadığını bilmek belki korkanlara iyi gelir.
Haydi bir de not yazayım: Sokakta yaşayan kediler sıklıkla yiyecek bulabiliyorlar. Çöp kutularına girip, kendi yiyeceklerini arayabiliyorlar. Ancak, köpekler bu ayrıcalıktan biraz daha az faydalanabiliyorlar. Bu yüzden genellikle sokakta yaşayan köpekler için hayatta kalmak ciddi bir mücadele olabiliyor. Tabii bir kedinin çöpten beslenmesi de bir sürü hayat memat meselesi denebilecek cinsten sorunlar doğuruyor. O yüzden kedilerin de lüks lokantalardan besleniyor olduğunu düşünmeyelim. Ama işte kediyi köpeği bir yana koyalım olmazsa. Sokakta yaşayan hayvanların, ister açlıktan saldırganlaşmasınlar diye, ister aynı hayatı paylaşıyoruz ve yiyeceklerimizi de gayet paylaşabiliriz diye, ister hayvan sevgimizden,
istersek sırf bir canlı kursağından geçsin diye düşünelim, evde kalan ve çöpe atacağımız gıdaları çöplerle karıştırmak yerine ayrı bir yere koyup çöpün kenarına bir yere koyalım. Çok dağılmayacak şekilde, bir karton kutuya koyabiliriz, çok ucuza kuru mamalar var, onlardan alabiliriz, hiç olmazsa arada bir evden atacağımız plastik kaplara en azından su koyup bırakabiliriz. Özellikle de su şehirde yaşayan hayvanlar için oldukça zor bulunan bir şey ve hayatta kalmak için ne kadar önemli olduğunu kendimizden tahmin etmek zor olmasa gerek. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Elif Ünver | (Şikâyet et)
Yaşadığım bölge yazlık olduğu için sitelerin çoğunda köpek de oluyor. Sitedeki köpekler dışında yazlıkçılar tarafından yazın beslenen ama kış gelince terk edilen sokakköpekleri de oluyor. Köpekle dert yaşamamanın en önemli faktörü korku. Korkunuzu veya paniğinizi hissederlerse daha da saldırganlaşıyorlar. En akılcı davranış Elif'in de dediği gibi ne yapıyorsanız aynen ona devam etmek. Ben bundan farklı olarak köpekle sakin bir sesle konuşuyorum.
"Dibine gelmiş köpeğe ne diyorsun ula?" diye sorarsanız genel geçer şeyler söylüyorum. "Tamam oğlum" diyorum. Havlamaya devam ederse cinsiyetçi davrandığıma karar verip, "Tamam kızım" diyorum. Kişisel deneyimlerim köpek havlarken ona bir şeyler söylemenin işe yaradığını öğretti bana. Genellikle korktukları için kendilerinin riskli olduğunu ifade etmek için havlayıp hırlıyorlar. Bugüne kadar birköpeğin bir insana sırtından saldırdğını da hiç duymadım. Yani siz durmaz ilerlemeye devam ederseniz o gerinizde kalıyor.
Koruma eğitimi almış köpeklerle ise ne konuşmak ne de başka bir şey yapmak iş yapar. Öyle bir durumda yapılacak en manalı şey doğrudan ters yöne ilerlemek olur. "Sokak köpeği ile koruma eğitimi almış köpeği nasıl ayıracağım ki?" diye sorarsanız bunun yanıtı çok basit. Koruma köpeği sizin sağınıza solunuza geçerek hırlayıp havlamaz. Her zaman önünüzde olur ve sizin ilerlemenizle doğru orantıda o da geriler. Ve kesin olan bir şey var ki o gerilemenin bir sınırı vardır. Bazen bu sınır eğitimle bilinçli olarak verilir bazense köpeğin kendi hisleriyle oluşturduğu bir çizgidir. Ve o sınır aşılırsa saldırır. Eğer sahibi tarafından hayvani bir manyaklıkla özellikle vahşileştirilmiş bir köpekse çok ciddi yaralar verir. Normal bir eğitime tabii tutulmuşsa bir kez ısırır sonra geriler. Siz gerilerseniz veya kaçarsanız kovalar. İlerlemeye devam ederseniz yine saldırır.
Eğer köpek çok yakınıma geldiyse ben bastonu yerde sürtmeyi bırakıyorum ve dikleştirerek kendi ayaklarıma daha yakın tutarak ilerliyorum. Bu davranışın işe yarayıp yaramadığını tam olarak söyleyemem ama bastonun köpek için riskli bir şey olmadığı düşüncesi uyanıyor diye tahmin ediyorum. Çünkü genelde bastonu sürtmeyi bırakıp dikleştirdiğimde köpekteki coşku da azalıyor. Kim bilir belki de "Dişlerin çok güzelmiş kızım, nerede yaptırdın?" benzeri iltifatları anlıyorlardır. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Murat Kefeli | (Şikâyet et)
"Dibine gelmiş köpeğe ne diyorsun ula?" diye sorarsanız genel geçer şeyler söylüyorum. "Tamam oğlum" diyorum. Havlamaya devam ederse cinsiyetçi davrandığıma karar verip, "Tamam kızım" diyorum. Kişisel deneyimlerim köpek havlarken ona bir şeyler söylemenin işe yaradığını öğretti bana. Genellikle korktukları için kendilerinin riskli olduğunu ifade etmek için havlayıp hırlıyorlar. Bugüne kadar birköpeğin bir insana sırtından saldırdğını da hiç duymadım. Yani siz durmaz ilerlemeye devam ederseniz o gerinizde kalıyor.
Koruma eğitimi almış köpeklerle ise ne konuşmak ne de başka bir şey yapmak iş yapar. Öyle bir durumda yapılacak en manalı şey doğrudan ters yöne ilerlemek olur. "Sokak köpeği ile koruma eğitimi almış köpeği nasıl ayıracağım ki?" diye sorarsanız bunun yanıtı çok basit. Koruma köpeği sizin sağınıza solunuza geçerek hırlayıp havlamaz. Her zaman önünüzde olur ve sizin ilerlemenizle doğru orantıda o da geriler. Ve kesin olan bir şey var ki o gerilemenin bir sınırı vardır. Bazen bu sınır eğitimle bilinçli olarak verilir bazense köpeğin kendi hisleriyle oluşturduğu bir çizgidir. Ve o sınır aşılırsa saldırır. Eğer sahibi tarafından hayvani bir manyaklıkla özellikle vahşileştirilmiş bir köpekse çok ciddi yaralar verir. Normal bir eğitime tabii tutulmuşsa bir kez ısırır sonra geriler. Siz gerilerseniz veya kaçarsanız kovalar. İlerlemeye devam ederseniz yine saldırır.
Eğer köpek çok yakınıma geldiyse ben bastonu yerde sürtmeyi bırakıyorum ve dikleştirerek kendi ayaklarıma daha yakın tutarak ilerliyorum. Bu davranışın işe yarayıp yaramadığını tam olarak söyleyemem ama bastonun köpek için riskli bir şey olmadığı düşüncesi uyanıyor diye tahmin ediyorum. Çünkü genelde bastonu sürtmeyi bırakıp dikleştirdiğimde köpekteki coşku da azalıyor. Kim bilir belki de "Dişlerin çok güzelmiş kızım, nerede yaptırdın?" benzeri iltifatları anlıyorlardır. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Murat Kefeli | (Şikâyet et)
belki yorgunluktan, belki güneşlenmekten, belki de bilemediğimiz daha başka bir haklı nedenden ötürü kaldırımlara gerine gerine' uzannş bir köpeciğe bastığınızda hatanızı kabul etmeniz zen mantıklı olanı. [Gülümseme] Soğukkanlı olun, sıçrayıp geri kaçmak ya da korkuyla haykırmak size avantaj getirmeyecektir. Canı yanan bir köpek genelde can havliyle havlar, saldırmak için değil ve canı yanarken de saldırmayı pek düşünmez savunmada kalmayı tercih eder. Uysal bir ses tonuyla konuşmayı deneyebilirsiniz veya yavaşça geri çekilip yolunuzu değiştirebilirsiniz. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Anonim | (Şikâyet et)
Ekleyen: Anonim | (Şikâyet et)
Önceki İpucu: İphonelerde Uygulamaların Çerez Dosyalarını Silerek Hafıza Kazancı Sağlama Yöntemleri | Sonraki İpucu: Bim A101 ve Şok Marketleri İndirimlerini İnternetten Öğrenme