Konteyner Ev
( tarihinde yayınlandı)Depremzedelere tahsis edilen ve temel ihtiyaçların giderilebileceği evlerdir. Taşımacılıkta kullanılan konteynerların (bknz: konteyner) malzemesinden üretildiği ve ebat olarak benzedikleri için bu adla anılırlar. İki buçuk metreye beş metre boyunda ve iki buçuk metre yüksekliğindedir. Bir kamyon dorsesinde veya tırla taşınabilecek boydadırlar. Normal konteynerdan çeşitli farkları vardır.
Öncelikle eğer bizdeki "Mevlana Evi" olarak adlandırılan ve afetlerde kullanılmak için özel olarak üretilen evlerdense yük taşıma kapasitesi normal konteynera oranla daha az olur. Çünkü bu konteynerlar içinde ağır yük varken mıknatıs veya vinçlerle kaldırılıp taşınmazlar. Bu tür bir gereksinim olmadığı için düşük kaliteli çelikten üretirler.
Diğer bir farkı kasa tipidir. Normal konteynerda pencere olmaz. Yaşam alanı olarak kullanılmak için üretilenlerdeyse uzun taraftan birinde iki adet tek kanat pencere olur ve bu iki pencere arasında da kapı yer alır.
Bir diğer fark bu evler çoğunlukla tek parça olarak kullanılsa da kimi zaman iki modüllü olarak kullanılacak biçimde üretilir. Yani ilk konteyner yatay olarak konur ve ikinci konteyner da diğer tarafa yatay olarak konur. İki konteyner arasında yaklaşık bir buçuk metre boşluk bırakılır ve bu boşluk çelikten bir koridorla birleştirilir. Böylece bir kapıdan girdiğinizde tam karşınızda dar bir koridor olur ve o koridorun diğer tarafı da ikinci konteynera bağlıdır.
Konteynerların için kullanım amacına göre değişir. Örneğin bu konteynerlar inşaat sahalarında personel ofisi, yemekhane, yatakhane veya askeri operasyonlarda karargâh olarak da kullanılabiliyor. Depremzede evleri genelde tek konteynerlı olur. Bu konteynerın içi modiler mobilya mantığıyla döşenmiştir.
Girdiğinizde en sağınızda veya solunuzda kalan duvar "ıslak alan" olarak tasarlanmıştır. Köşelerden biri kapı ile kapatılmıştır ve içinde oluşan bir buçuk metrekarelik alanda klozet yer alır. Aynı zamanda duvarda da duş fiskiyesi yeri vardır. Geriye kalan bir metrelik alana küçük bir tezgâh, lavabo, üst tarafa birkaç kapaklı dolap ve minik bir ocak yerleştirilir.
Buzdolabı için en uygun yer banyonun yakınındadır ama genelde zaten depremzedelerin buzdolabı olmadığı için iç mimarisinde buna özel bir alan ayrılmamıştır. Oturma grubu kapının diğer tarafındaki köşededir. L veya U şeklinde yerleştirilmiş bir oturma grubudur. Gereğinde ortaya konacak portatif bir masa da bulunur. Bu oturma alanlarının altı bazalıdır ve eşya konur. Akşamlarıysa açıldığında yatağa dönüşür ve kapının karşısına konan çocuk yatağına dönüşebilen başka bir alanla birlikte üç-dört kişinin barınmasını sağlar.
Tabii bu yazdıklarım "daima geçerli" olan şeyler değildir. Daha modern hâlleri de vardır. Örneğin karavanlarda kullanılan ranza sistemi olan konteyner evleri de bulunur. 80 * 180 santimlik ve üst üste konan ranza tavana doğru itildiğinde yukarıda atmış santimlik bir alanı kaplayacak şekilde katlanır. Altta boş kalan kısım yaşam alanına dönüşür.
Konteynerlar normalde her türlü zemine konabilir. Altlarında yerden yüksekliği sağlayan ayaklar vardır. Ama afet bölgelerindeki konteynerlar düzenli biçimde beton zemin üzerine yerleştirilir. Bu beton zeminlerin çevresinde hızlı biçimde yapılan kanalizasyon ve içme suyu sistemi bulunur. Böylece konteynerın altından çıkan atık su kanalizasyona giderken yine aynı yerden içme suyu ve elektrik konteynera girer.
Renkleri farklılık gösterse de çoğunlukla turuncudur. Bunun genel sebebi en uygun fiyata oluşturulabilen renklerden biri turuncudur. İkincisi taşıma esnasında dikkatli olunmasını sağlar. Dış yüzeyin kirini de bir beyaz gibi göstermez. Turuncu dışında açık gri de sıkça kullanılır. Koyu renkler pek tercih edilmez. Çünkü konteyner evin en büyük derdi ısıdır. Kışın zor ısınır; çünkü çelik yapı tek kattır ve herhangi bir yalıtım yoktur. Yazınsa güneş altında aşırı ısınır. Bu ısı da insanı bezdirir. Çünkü gıdadan tutun mobilyaya kadar her şeye yansır.
Deprem sonrasında kullanılan ve zamanla boşalan konteynerlar genelde valiliklerce satışa çıkarılır. Ben iki konteynerın birleşiminden oluşmuş bir evin içine girmiştim. Arkadaki konteyner ortadan ikiye bölünerek iki odaya dönüştürülmüştü. Yaşam alanı olarak gayet yeterli. Marmara bölgesinde olmasına rağmen haziranile ekim ayı arasında gündüz vakti içinde klima açık değilken durulmuyordu. O nedenle Hatay'a gönderilen konteyner evler için pek de sevinmemek lazım. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Murat Kefeli | (Şikâyet et)
Öncelikle eğer bizdeki "Mevlana Evi" olarak adlandırılan ve afetlerde kullanılmak için özel olarak üretilen evlerdense yük taşıma kapasitesi normal konteynera oranla daha az olur. Çünkü bu konteynerlar içinde ağır yük varken mıknatıs veya vinçlerle kaldırılıp taşınmazlar. Bu tür bir gereksinim olmadığı için düşük kaliteli çelikten üretirler.
Diğer bir farkı kasa tipidir. Normal konteynerda pencere olmaz. Yaşam alanı olarak kullanılmak için üretilenlerdeyse uzun taraftan birinde iki adet tek kanat pencere olur ve bu iki pencere arasında da kapı yer alır.
Bir diğer fark bu evler çoğunlukla tek parça olarak kullanılsa da kimi zaman iki modüllü olarak kullanılacak biçimde üretilir. Yani ilk konteyner yatay olarak konur ve ikinci konteyner da diğer tarafa yatay olarak konur. İki konteyner arasında yaklaşık bir buçuk metre boşluk bırakılır ve bu boşluk çelikten bir koridorla birleştirilir. Böylece bir kapıdan girdiğinizde tam karşınızda dar bir koridor olur ve o koridorun diğer tarafı da ikinci konteynera bağlıdır.
Konteynerların için kullanım amacına göre değişir. Örneğin bu konteynerlar inşaat sahalarında personel ofisi, yemekhane, yatakhane veya askeri operasyonlarda karargâh olarak da kullanılabiliyor. Depremzede evleri genelde tek konteynerlı olur. Bu konteynerın içi modiler mobilya mantığıyla döşenmiştir.
Girdiğinizde en sağınızda veya solunuzda kalan duvar "ıslak alan" olarak tasarlanmıştır. Köşelerden biri kapı ile kapatılmıştır ve içinde oluşan bir buçuk metrekarelik alanda klozet yer alır. Aynı zamanda duvarda da duş fiskiyesi yeri vardır. Geriye kalan bir metrelik alana küçük bir tezgâh, lavabo, üst tarafa birkaç kapaklı dolap ve minik bir ocak yerleştirilir.
Buzdolabı için en uygun yer banyonun yakınındadır ama genelde zaten depremzedelerin buzdolabı olmadığı için iç mimarisinde buna özel bir alan ayrılmamıştır. Oturma grubu kapının diğer tarafındaki köşededir. L veya U şeklinde yerleştirilmiş bir oturma grubudur. Gereğinde ortaya konacak portatif bir masa da bulunur. Bu oturma alanlarının altı bazalıdır ve eşya konur. Akşamlarıysa açıldığında yatağa dönüşür ve kapının karşısına konan çocuk yatağına dönüşebilen başka bir alanla birlikte üç-dört kişinin barınmasını sağlar.
Tabii bu yazdıklarım "daima geçerli" olan şeyler değildir. Daha modern hâlleri de vardır. Örneğin karavanlarda kullanılan ranza sistemi olan konteyner evleri de bulunur. 80 * 180 santimlik ve üst üste konan ranza tavana doğru itildiğinde yukarıda atmış santimlik bir alanı kaplayacak şekilde katlanır. Altta boş kalan kısım yaşam alanına dönüşür.
Konteynerlar normalde her türlü zemine konabilir. Altlarında yerden yüksekliği sağlayan ayaklar vardır. Ama afet bölgelerindeki konteynerlar düzenli biçimde beton zemin üzerine yerleştirilir. Bu beton zeminlerin çevresinde hızlı biçimde yapılan kanalizasyon ve içme suyu sistemi bulunur. Böylece konteynerın altından çıkan atık su kanalizasyona giderken yine aynı yerden içme suyu ve elektrik konteynera girer.
Renkleri farklılık gösterse de çoğunlukla turuncudur. Bunun genel sebebi en uygun fiyata oluşturulabilen renklerden biri turuncudur. İkincisi taşıma esnasında dikkatli olunmasını sağlar. Dış yüzeyin kirini de bir beyaz gibi göstermez. Turuncu dışında açık gri de sıkça kullanılır. Koyu renkler pek tercih edilmez. Çünkü konteyner evin en büyük derdi ısıdır. Kışın zor ısınır; çünkü çelik yapı tek kattır ve herhangi bir yalıtım yoktur. Yazınsa güneş altında aşırı ısınır. Bu ısı da insanı bezdirir. Çünkü gıdadan tutun mobilyaya kadar her şeye yansır.
Deprem sonrasında kullanılan ve zamanla boşalan konteynerlar genelde valiliklerce satışa çıkarılır. Ben iki konteynerın birleşiminden oluşmuş bir evin içine girmiştim. Arkadaki konteyner ortadan ikiye bölünerek iki odaya dönüştürülmüştü. Yaşam alanı olarak gayet yeterli. Marmara bölgesinde olmasına rağmen haziranile ekim ayı arasında gündüz vakti içinde klima açık değilken durulmuyordu. O nedenle Hatay'a gönderilen konteyner evler için pek de sevinmemek lazım. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Murat Kefeli | (Şikâyet et)