Adan Zye Silah Taşıma Kılıf Tipleri
( tarihinde yayınlandı)Bu betimlemede; klasik kovboy kemeri, bel kılıfı, omuz altı kılıfı, diz altı kılıfı gibi farklı tiplerdeki silah taşıma kılıfları anlatılmıştır.
"Silahşor kemeri" olarak da adlandırılır. Kalın deriden üretilir. Çoğunlukla uzun namlulu ve göbekten şarjörlü silahlarda kullanılır. Başka deyişle Baretta gibi alttan şarjörlü silahlar değil de tetik ve köprünün hemen önünde 180 derece dönerek mermiyi namluya veren silahlar içindir. Bu nedenle kemerin yan tarafından öne ve oradan da diğer yana doğru giden kısmın üzerinde mermi koyma cepleri vardır. Kemerin yüksekliği kot pantolon kemeri kadardır. Toka kısmı çoğunlukla arkada veya yanda olur. Bu kemerler, belde kot pantolon kemeri gibi yataylamasına durmaz. Örneğin kemerin sol tarafı belde sol kürek kemiğinin üstündeyken sağ tarafta sağ kürek kemiğinin altında kalarak ortalama kırk beş derecelik bir açıyla durur. Altta kalan kısımda silah cebi vardır.
Sivri ucu aşağı bakan ve hem alt hem de üst tarafı açık üçgen şeklindeki silah yerleştirme cebi de sert deriden üretilir. Bele gelen kısmında tıpkı kot kemerine yerleştirilen cep telefonu kılıfı gibi iki yarık vardır. Bu sayede silah yuvası ister sol istenirse de sağ tarafa koyulabilir. Derinliği silahla uygun olduğu için silahın sadece kabzası ve köprünün bir kısmı dışarıda kalır. Kemer, bir kırk beş derecelik açıyla yerleştirildiği ve silah koyma yuvası daha aşağıda olan tarafta yer aldığı için kabza ile silahşorun eli hemen hemen aynı hizada olur. Bazı silah koyma yuvalarının üstünden öne doğru inen ve ucunda çıt çıt bulunan dar bir deri parçası da bulunur. Bu dar parçanın çıt çıtı kapatıldığında koşarken veya atla yolculuk edilirken silahın yuvadan düşmesi engellenir.
Elbette ki çift silahı belde taşımak için üretilmiş kemerler de vardır. Bu kemerlerde her iki yanda silah yuvası bulunur. Kemer, kot kemeri gibi belde yataylamasına durur anca silah yuvalarının kemerle birleştiği alan biraz daha uzun bırakılır. Böylece açılı duran kemerde olduğu gibi silah kabzalarının ele yakın olması sağlanır.
Yukarıda bahsettiğim kemerler 19. ve 20. yüzyılın ilk yarısına kadar yoğun olarak kullanan modellerdi. Her ne kadar polis ve askerlerin çoğunluğu alttan beslemeli şarjör sistemi olan silahlar kullansa da tepme şiddeti daha az olduğu için kadın polislerin bir kısmı hala kısa namlulu ve göbekten beslemeli silahlar kullanır. Erkek polis memurlarıysa bu silahları daha çok ayak bileği kılıflarında taşır. Sonuç olarak göbekten beslemeli şarjöre daha hızlı mermi koymak için "taşıma şarjörü" benzeri bir adla satılan zımbırtılar icat edilmiştir. Göbekten beslemeli silahlar 6-9 arası mermi kapasitesine sahiptir. Plastik ve dişi olarak üretilen taşıma şarjörlerine mermiler düzenli biçimde takılır. İşte yeni nesil kemerlerde tek mermilik değil, taşıma kitlerine uygun cepler olur. Çatışma anında mermi bittiğinde göbekteki şarjör açılır, kemerdeki taşıma kiti çıkartılır ve 6-9 mermi bir seferde şarjöre takıldıktan sonra kitin üstündeki pime basılır. Pim, mermileri düzenli tutan dişi yuvaların genişlemesini sağlar ve hafifçe geri çekildiğinde mermiler göbeğin içindeki yuvalarda kalır. Göbek kapatılarak ateş edilmeye devam edilir.
Bel kılıfları, hem göbekli hem de alttan beslemeli silahları taşımak için üretilmiştir. Bu kılıflar yukarıda anlatılan kılıftaki silah yuvasından ibarettir. Kılıf kot kemerine takılır ve çok hafif bir açıyla öne doğru eğik durur. Ancak el hizasında durmadığı için daha pratik ve hızlı çekilmesi amacıyla ateş edilen elin ters tarafına yerleştirilir. Yukarıda bahsedilen kılıflarda silah, ateş edilen elin parmak hizasında durur. Bel kılıflarındaysa sağ eliyle ateş eden biri, kılıfı belinin sol tarafına takar. Silahı çapraz yönden çekmek daha hızlı ve güvenlidir. Bel kılıfını sol veya sağa değil de arkaya takanların sayısı da hayli fazladır. Bunun sebebi, sol veya sağa takıldığında oluşan çıkıntının giysi üzerinden bile rahatça seçilebilir olmasıdır. Taşıdığı yükün bilinmesini istemeyenler silahını ya belinde ya da koltuk altı kılıfında taşır.
Koltuk altı kılıfları adından da anlaşılacağı üzere silahı koltuk altıyla bel arasında taşımak için üretilmiştir. Bu kılıflar da hafif öne doğru eğimli durur. Kılıfın kayışı, yuvanın bulunduğu yerden diğer koltuk altının çevresinden sırtı dolanı; kayışın diğer parçasıysa takılı olduğu yerden omuz üstünden sırta inerek öteki parçayla birleşir. Bu kılıfların çoğunluğunda da kabza üstünde duracak şekilde çıt çıtlı deri parçası vardır veya yere eğilirken silahın düşmesini engeller. Ceket giyen sivil polisler tarafından sıkça kullanılır. Çünkü bel kılıfında olduğu gibi dışarıdan kolayca belli olmaz. Bu kılıflar da ateş edilen elin ters yönüne yerleştirilir. Tabii bu kılıfların da çift cepli olanları yani her iki koltuk altında da silah koyma yeri olan modelleri vardır.
Ayak bileği kılıfları kısa namlulu ve düşük kalibreli silahlarda kullanılır. Bu kılıfı kullananların çoğunun amacı yedek silah taşımaktır. Bu nedenle banka güvenlik memurları, zırhlı araç görevlileri ve her an çatışmaya girmesi muhtemel kişilerin kullandığı bir kılıftır. Erkek jartiyerine benzeyen bir yapıdadır. Diz altında kaval kemiğinin arkasındaki pazuların üstünden bir kemer takılır. Bu kemerin aşağı doğru inen tarafında sert deriden yapılmış kılıfın duracağı bir alan vardır. En alttaysa ikinci bir kemer ayak bileğinin çevresinde dolanır. Bu kılıflarda silahın düşmesini engellemek için çıt çıtlı deri parçası mutlaka kullanılır. Kot pantolon giyen biri için pek kullanışlı bir kılıf değildir. Bu nedenle çoğunlukla geniş paça kesimli kumaş pantolon altında kullanılır. Kısa namlulu ve küçük kabzalı silahlar, diğerlerine göre daha hafif olduğu için taşıması kolaydır. Bu kılıfların tercih edilmesinin diğer bir sebebiyse psikolojidir. Bel veya koltuk altında taşınan bir silah, karşıdaki kişinin genel geçer bakışlarıyla önceden keşfedilebilir ancak bakışların ayak bileğine indiğini silahı taşıyan kişi rahatça fark eder ve daha temkinli hareket eder.
Sırt kılıfı, en az tercih edilen kılıf tipidir. Tüfek ve uzun namlulu saldırı silahlarının hepsinde taşıma kayışı bulunduğu için kullanıcının normalde ekstra bir kılıfa ihtiyacı olmaz. Silahı omzuna atıp ilerler. Bu tür silahları kıyafet altına gizlemek de pek mümkün değildir. Sırt kılıflarının temel amacı birden fazla tüfek taşımaktır. Kayışları tıpkı bir gömlek giyer gibi kollardan geçirilir. Ön tarafta iki ucu birbirine bağlayan bir toka vardır ve benzer şekilde bel hizasında da iki tarafı birbirine bağlayan klipsler yer alır. Sırttaysa bir veya iki silah yuvası olur. Eğer kılıf tekliyse tıpkı bir ok taşıma kılıfında olduğu gibi kırk beş derecelik açıyla sırtta durur ve kabza, ateş edilen elin ters yönündedir. İki ceplilerde de benzer açı vardır ve kabzalar sırtta çaprazlamasına durur.
Pardösü kılıfı veya benzer adlarla üretilen kılıflar da var. Diz altına kadar uzanan pardösülerin iç kısmına halka şeklinde deri parçaları dikilerek oluşturulan bu kılıflar pompalı tüfek veya orta uzunluktaki tüfekleri taşımak için kullanılır. Ancak taşınan yükü dışarıdan gizlemek kolay olmadığı ve hareket kabiliyetini azalttığı için pek tercih edilmez.
Dirsek altı kılıf olarak adını sallayabileceğim bir kılıf tipi daha var. Ancak bu kılıfın tek amacı silah taşımak değil. Aynı zamanda kılıf, silahın ateşlenmesini de sağlayan bir düzenek içeriyor. Dirsek altına boruya benzeyen ve çoğunlukla tek kurşun atma özelliği olan bir namlu yerleştiriliyor. Namlu, koldaki kayışlar tarafından sabit tutuluyor. Ancak üstteki kayış kemeri veya omuz altında var olan kemerle tetik arasında dayanıklı ve ince bir ip bulunuyor. Kol normal hareketlerini yaparken herhangi bir ateşleme olmazken (örneğin) öne doğru tam anlamıyla gerildiğinde silah ateş alıyor. Namlunun açısı hafif eğik olduğu için ateşlenen mermi çekirdeği, kişinin elini yaralamadan hedefine doğru yola çıkıyor. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Murat Kefeli | (Şikâyet et)
"Silahşor kemeri" olarak da adlandırılır. Kalın deriden üretilir. Çoğunlukla uzun namlulu ve göbekten şarjörlü silahlarda kullanılır. Başka deyişle Baretta gibi alttan şarjörlü silahlar değil de tetik ve köprünün hemen önünde 180 derece dönerek mermiyi namluya veren silahlar içindir. Bu nedenle kemerin yan tarafından öne ve oradan da diğer yana doğru giden kısmın üzerinde mermi koyma cepleri vardır. Kemerin yüksekliği kot pantolon kemeri kadardır. Toka kısmı çoğunlukla arkada veya yanda olur. Bu kemerler, belde kot pantolon kemeri gibi yataylamasına durmaz. Örneğin kemerin sol tarafı belde sol kürek kemiğinin üstündeyken sağ tarafta sağ kürek kemiğinin altında kalarak ortalama kırk beş derecelik bir açıyla durur. Altta kalan kısımda silah cebi vardır.
Sivri ucu aşağı bakan ve hem alt hem de üst tarafı açık üçgen şeklindeki silah yerleştirme cebi de sert deriden üretilir. Bele gelen kısmında tıpkı kot kemerine yerleştirilen cep telefonu kılıfı gibi iki yarık vardır. Bu sayede silah yuvası ister sol istenirse de sağ tarafa koyulabilir. Derinliği silahla uygun olduğu için silahın sadece kabzası ve köprünün bir kısmı dışarıda kalır. Kemer, bir kırk beş derecelik açıyla yerleştirildiği ve silah koyma yuvası daha aşağıda olan tarafta yer aldığı için kabza ile silahşorun eli hemen hemen aynı hizada olur. Bazı silah koyma yuvalarının üstünden öne doğru inen ve ucunda çıt çıt bulunan dar bir deri parçası da bulunur. Bu dar parçanın çıt çıtı kapatıldığında koşarken veya atla yolculuk edilirken silahın yuvadan düşmesi engellenir.
Elbette ki çift silahı belde taşımak için üretilmiş kemerler de vardır. Bu kemerlerde her iki yanda silah yuvası bulunur. Kemer, kot kemeri gibi belde yataylamasına durur anca silah yuvalarının kemerle birleştiği alan biraz daha uzun bırakılır. Böylece açılı duran kemerde olduğu gibi silah kabzalarının ele yakın olması sağlanır.
Yukarıda bahsettiğim kemerler 19. ve 20. yüzyılın ilk yarısına kadar yoğun olarak kullanan modellerdi. Her ne kadar polis ve askerlerin çoğunluğu alttan beslemeli şarjör sistemi olan silahlar kullansa da tepme şiddeti daha az olduğu için kadın polislerin bir kısmı hala kısa namlulu ve göbekten beslemeli silahlar kullanır. Erkek polis memurlarıysa bu silahları daha çok ayak bileği kılıflarında taşır. Sonuç olarak göbekten beslemeli şarjöre daha hızlı mermi koymak için "taşıma şarjörü" benzeri bir adla satılan zımbırtılar icat edilmiştir. Göbekten beslemeli silahlar 6-9 arası mermi kapasitesine sahiptir. Plastik ve dişi olarak üretilen taşıma şarjörlerine mermiler düzenli biçimde takılır. İşte yeni nesil kemerlerde tek mermilik değil, taşıma kitlerine uygun cepler olur. Çatışma anında mermi bittiğinde göbekteki şarjör açılır, kemerdeki taşıma kiti çıkartılır ve 6-9 mermi bir seferde şarjöre takıldıktan sonra kitin üstündeki pime basılır. Pim, mermileri düzenli tutan dişi yuvaların genişlemesini sağlar ve hafifçe geri çekildiğinde mermiler göbeğin içindeki yuvalarda kalır. Göbek kapatılarak ateş edilmeye devam edilir.
Bel kılıfları, hem göbekli hem de alttan beslemeli silahları taşımak için üretilmiştir. Bu kılıflar yukarıda anlatılan kılıftaki silah yuvasından ibarettir. Kılıf kot kemerine takılır ve çok hafif bir açıyla öne doğru eğik durur. Ancak el hizasında durmadığı için daha pratik ve hızlı çekilmesi amacıyla ateş edilen elin ters tarafına yerleştirilir. Yukarıda bahsedilen kılıflarda silah, ateş edilen elin parmak hizasında durur. Bel kılıflarındaysa sağ eliyle ateş eden biri, kılıfı belinin sol tarafına takar. Silahı çapraz yönden çekmek daha hızlı ve güvenlidir. Bel kılıfını sol veya sağa değil de arkaya takanların sayısı da hayli fazladır. Bunun sebebi, sol veya sağa takıldığında oluşan çıkıntının giysi üzerinden bile rahatça seçilebilir olmasıdır. Taşıdığı yükün bilinmesini istemeyenler silahını ya belinde ya da koltuk altı kılıfında taşır.
Koltuk altı kılıfları adından da anlaşılacağı üzere silahı koltuk altıyla bel arasında taşımak için üretilmiştir. Bu kılıflar da hafif öne doğru eğimli durur. Kılıfın kayışı, yuvanın bulunduğu yerden diğer koltuk altının çevresinden sırtı dolanı; kayışın diğer parçasıysa takılı olduğu yerden omuz üstünden sırta inerek öteki parçayla birleşir. Bu kılıfların çoğunluğunda da kabza üstünde duracak şekilde çıt çıtlı deri parçası vardır veya yere eğilirken silahın düşmesini engeller. Ceket giyen sivil polisler tarafından sıkça kullanılır. Çünkü bel kılıfında olduğu gibi dışarıdan kolayca belli olmaz. Bu kılıflar da ateş edilen elin ters yönüne yerleştirilir. Tabii bu kılıfların da çift cepli olanları yani her iki koltuk altında da silah koyma yeri olan modelleri vardır.
Ayak bileği kılıfları kısa namlulu ve düşük kalibreli silahlarda kullanılır. Bu kılıfı kullananların çoğunun amacı yedek silah taşımaktır. Bu nedenle banka güvenlik memurları, zırhlı araç görevlileri ve her an çatışmaya girmesi muhtemel kişilerin kullandığı bir kılıftır. Erkek jartiyerine benzeyen bir yapıdadır. Diz altında kaval kemiğinin arkasındaki pazuların üstünden bir kemer takılır. Bu kemerin aşağı doğru inen tarafında sert deriden yapılmış kılıfın duracağı bir alan vardır. En alttaysa ikinci bir kemer ayak bileğinin çevresinde dolanır. Bu kılıflarda silahın düşmesini engellemek için çıt çıtlı deri parçası mutlaka kullanılır. Kot pantolon giyen biri için pek kullanışlı bir kılıf değildir. Bu nedenle çoğunlukla geniş paça kesimli kumaş pantolon altında kullanılır. Kısa namlulu ve küçük kabzalı silahlar, diğerlerine göre daha hafif olduğu için taşıması kolaydır. Bu kılıfların tercih edilmesinin diğer bir sebebiyse psikolojidir. Bel veya koltuk altında taşınan bir silah, karşıdaki kişinin genel geçer bakışlarıyla önceden keşfedilebilir ancak bakışların ayak bileğine indiğini silahı taşıyan kişi rahatça fark eder ve daha temkinli hareket eder.
Sırt kılıfı, en az tercih edilen kılıf tipidir. Tüfek ve uzun namlulu saldırı silahlarının hepsinde taşıma kayışı bulunduğu için kullanıcının normalde ekstra bir kılıfa ihtiyacı olmaz. Silahı omzuna atıp ilerler. Bu tür silahları kıyafet altına gizlemek de pek mümkün değildir. Sırt kılıflarının temel amacı birden fazla tüfek taşımaktır. Kayışları tıpkı bir gömlek giyer gibi kollardan geçirilir. Ön tarafta iki ucu birbirine bağlayan bir toka vardır ve benzer şekilde bel hizasında da iki tarafı birbirine bağlayan klipsler yer alır. Sırttaysa bir veya iki silah yuvası olur. Eğer kılıf tekliyse tıpkı bir ok taşıma kılıfında olduğu gibi kırk beş derecelik açıyla sırtta durur ve kabza, ateş edilen elin ters yönündedir. İki ceplilerde de benzer açı vardır ve kabzalar sırtta çaprazlamasına durur.
Pardösü kılıfı veya benzer adlarla üretilen kılıflar da var. Diz altına kadar uzanan pardösülerin iç kısmına halka şeklinde deri parçaları dikilerek oluşturulan bu kılıflar pompalı tüfek veya orta uzunluktaki tüfekleri taşımak için kullanılır. Ancak taşınan yükü dışarıdan gizlemek kolay olmadığı ve hareket kabiliyetini azalttığı için pek tercih edilmez.
Dirsek altı kılıf olarak adını sallayabileceğim bir kılıf tipi daha var. Ancak bu kılıfın tek amacı silah taşımak değil. Aynı zamanda kılıf, silahın ateşlenmesini de sağlayan bir düzenek içeriyor. Dirsek altına boruya benzeyen ve çoğunlukla tek kurşun atma özelliği olan bir namlu yerleştiriliyor. Namlu, koldaki kayışlar tarafından sabit tutuluyor. Ancak üstteki kayış kemeri veya omuz altında var olan kemerle tetik arasında dayanıklı ve ince bir ip bulunuyor. Kol normal hareketlerini yaparken herhangi bir ateşleme olmazken (örneğin) öne doğru tam anlamıyla gerildiğinde silah ateş alıyor. Namlunun açısı hafif eğik olduğu için ateşlenen mermi çekirdeği, kişinin elini yaralamadan hedefine doğru yola çıkıyor. (Yorum yazmak için tıklayın)
Ekleyen: Murat Kefeli | (Şikâyet et)